Tütüner, "Binlerce yıldan günümüze gelesiye, düşünme, bilme, üretme yöntemlerini öğrenmeye, üzerine yeni yollar döşemeye çalışıyoruz. Sabah kütüphanenin açılmasını beklememiz bundandır. "
8-9 Ekim Cuma-cumartesi günleri geniş katılımla gerçekleşen 26. Arkeoloji Günlerinde, Fazıl Tütüner’e ödül verildi.
Önceki dönemlerde İçel Sanat Kulübü Başkanlığı yapan, yerine göre kentteki kültür-sanat etkinliklerine öncülük eden Fazıl Tütüner, kendisinin ödüle layık görülmesinin mutluluk verici olduğunu belirterek,” İnsanlığın ortak dili sanatı konuşmayı; muasır medeniyeti yakalamayı; değer üretmeyi, yaşam sevincini paylaşmak isteyenleri aradık, onlar bizi aradı, buluştuk. Yayımladığımız dergilerle, kitaplarla, söylemlerimizle kentte kalıcı kültür çekirdeğiyiz artık. Soranız, sorulanız. El atanız, tuğla koyanız.32 yıllık kültür aktörleri olarak, yol arkadaşlığımızı, yoğun üretimimizi kesintisiz sürdürüyoruz, rastlantı değil, sağlamlaştırdığımız bilincimizin sonucudur.“dedi
Arkeoloji Günleri etkinlikleri kapsamında düzenlenen ödül töreninde konuşan Fazıl Tütüner, insani konulara dikkat çekerek özetle,” Sesimiz uzaklara, uzakların sesi bize ulaşmaya başladı. Ödüller taşınıyor içerden, dışarıdan. Yerel başarılardan, ulusal başarılara açılıyor kapılar. Evrensel kabul gören ressam arkadaşımız Ahmet Yeşil, bestecilerimiz, dünya sahnelerinde virtüözlerimiz, bilim insanlarımız, şairlerimiz yol ve pencere açıyor dünyaya.
Bağımlı, kuşatılmış, çaresiz, aklı tutulmuş, umutsuz insanı ve toplumu söylemlerimizi yazarak, anlatarak; binlerce yılın eserlerini tanıştırarak, düzlüğe çıkarmak istiyoruz. İnsanın içerdiği yapma, üretme potansiyelini, gücünü, gelişmeye ve mutluluğa dönüştürmek istiyoruz.
Binlerce yıldan günümüze gelesiye, düşünme, bilme, üretme yöntemlerini öğrenmeye, üzerine yeni yollar döşemeye çalışıyoruz. Sabah kütüphanenin açılmasını beklememiz bundandır.
Yeniden doğmayı, okyanuslara açılmayı, zirvelere tırmanmayı, evrilmeyi kendimiz seçtik..
“Çocuklar ölmesin, şeker de yiyebilsinler” görevi verdi Nazım Hikmet bize….
Renklere renk, hayata şiir, hayata hayat katmak, çocukları yaşatmak, burslarla okutmak peşindeyiz…
Çocukları, kadınları, canlıları, ormanları, kültür mirasını korumadan, çağdaş uygarlığa varamayacağımızı görüyoruz. Korumazsak nasıl vatan olacak vatan? Vatan yalnızca üzerinde yaşadığımız toprak değil, içinde ve üstünde içerdiği soyut ve somut kültür zenginliği de vatan.
Kanat takıp ilk uçan olunuz; 'Elmayı bırakınca elimden, neden düşüyor, oysa ay düşmüyor 'sorusunu ilk soran olunuz. Dünya yuvarlaktır inadını ilk sürdüren olunuz; aşıyı ilk bulan; tınıları kâğıda ilk aktaran; mağarayı boyamak için boyayı ilk bulan siz olunuz… 'Geldikleri gibi gidecekler'diyen; karada gemileri yürüten siz olunuz
Beş bin yıl önce Gılgamış’ı, Üç binyıl önce İlyada ve Odiysseia’ yi yazan; yy. önce dokuzuncu senfoniyi besteleyen siz olunuz. Verdi, Vivaldi, Itri, Livaneli olunuz…”görüşleri dile getirdi.