Her ne kadar görmezden gelinse de tek Tanrılı dinlerin tümünde kadın hep olumsuz ayrımcılığa hedef olmuştur.
Bugün 25 Kasım, takvimlerde "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü"olarak geçiyor.
Hep yinelediğimiz gibi, istismar edilen değerlere gün adamak adeta gelenekselleşti, takvimlerde neredeyse boş gün yok gibi.
Aslında sıradanlaşan kadına şiddet ve cinayetler, geçmişin kötü mirasının toplumsal duyarsızlığın sonucu.
Her ne kadar görmezden gelinse de tek Tanrılı dinlerin tümünde kadın hep olumsuz ayrımcılığa hedef olmuştur.
Kapitalist sistemin dayattığı üretim ve tüketim ilişkileri kadını her alanda sömürülen metaya dönüştürmüştür.
Kamuoyuna yansıyan veriler e göre, özellikle son yıllarda kadınların uğradığı şiddet ve öldürülme tırmanarak artmıştır.
Geriye doğru göz atacak olursak, yurdumuzda kadın cinayetleri 2000'li yıllardan itibaren hızla tırmanışa geçmiştir. 2019 yılında 474 kadın öldürülerek son 10 yılın en üst seviyesine ulaşmıştır.
Bu yılın ilk ilk on ayında 285 kadın erkekler tarafından katledimiş, 396 kadını tacize uğrarken, 87 kadına tecavüz edilmiştir.
Özünde vahşet olup önlenemeyen yaşanmışlıkları sayıya dökmek insanlık adına ayıptan öte yüz karasıdır.
Onlar birilerinin kızı, birilerinin annesi, birilerinin bacısı, insanlık ağacının da vazgeçilmez renkleridir.
Önlenmeyen, önlenemeyen kadına yönelik şiddet, toplumun kanayan yarası olup, az ya da çok herkes sorumludur...