Mersin Toroslar’a koşouyor… | MERSİN MOZAİK

Mersin Toroslar’a koşouyor…

Mersin Toroslar’a koşouyor… mersinmozaik.com

Menteş, Kocavilayet, Gökçebelen ve Çiftlik köylerini yutup hızla yapılaşarak Toroslar’a koşan Kuzeybatı Mersin’de taşınmaz değerleri artması nedeniyle özellikle İkinci ve Üçüncü Çevre yoları güzergâhı, uzun erimli plan yapan yurt genelinde marka olan firmalarca üs olarak seçildiği gözleniyor.

Plansız yapılaşma ekseninde şekillenerek hacmi büyüyen Mersin’de, iki ayrı kent oluşuyor.

Yenişehir’in konumlandığı Kuzeybatı kesim bulvar, cadde ve sokaklarıyla dikkat çekerken, ekonomik ve sosyal yönden çöküntü  bölgesine dönüşen tarihi Mersin ihmal edilmişliğin derin izlerini taşıyor.

Bir yanda bakımlı kaldırımları narenciye ağaçlarıyla bezeli sokaklar, diğer yanda kırık dökük yıllardır el değmeyen mahalleler!

Menteş, Kocavilayet, Gökçebelen ve Çiftlik köylerini yutup hızla yapılaşarak Toroslar’a koşan Kuzeybatı Mersin’de taşınmaz değerleri artması nedeniyle özellikle İkinci ve Üçüncü Çevre yoları güzergâhı, uzun erimli plan yapan yurt genelinde marka olan firmalarca üs olarak seçildiği gözleniyor.

Yapılaşma adına hızla Torslar’a koşan Valilik Binası’nın da taşındığı Kuzeybatı yerleşim alanları açıktan söylenmese de yakın gelecekte Mersin’in merkezi olacak gibi.

Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi ve çevresi yoğunlaşan insan trafiğiyle şimdiden odak noktasına dönüşmüş konumda.

Diğer yanda özgün kent mimarisinin örnekleriyle bezeli geçmişin izlerini taşıyan tarihi Mersin el atılıp kurtarılacağı günü bekliyor.

Bazı yapıların yıkılarak otoparka dönüştürüldüğü Camişerif, Mahmudiye ve Mesudiye mahallelerindeki tarihi yapılar, sahiplerine külfete dönüşürken, korunup geleceğe taşınmasından sorumlu ilgili belediyelerce de görmezden geliniyor.

Gerek restorasyonun külfeti, gerekse günün kullanım anlayışının değişmesi eski yapılara yönelimin önüne set çekerken, içinde yaşamın solunmadığı kültürel miraslar gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle günden güne çürüyüp özeliklerini kaybediyorlar.

Betonun gölgesinde kalan tarihi sit yapılar, şimdilerde duvarlarına çakılan ”Sit kapsamındadır, girilmesi tehlikeli ve yasaktır…” tabelalarıyla süsleniyor.

Teknik çevrelerin yıllardır dile getirdiği,  belediyelerin SİT yapıların kurtarma adına fon oluşturarak kapsamlı proje geliştirmemelerin gerektiği çağrılarına kulak verilmelidir.

İlgili yapılara dönük kapsamlı bir proje geliştirip soruna müdahale etmemesi durumunda ata yadigarı kıymetler yok olup gidecekler.