Fazıl Tütüner | NİKALMATİ (2) | MERSİN MOZAİK
Fazıl Tütüner

Fazıl Tütüner

NİKALMATİ (2)


Nergis, yasemin, ful yetiştirir çatısında.

Berrak suda çıplak yüzer yağarken yağmur.

Damlalar süzülür, sanki büyü, mavi gözlerinden.

Kusursuz bedenini çizer çalılar, ardında yeniyetmeler.

Kavuklu askerler dizilir ardında, güneş yükseldiği an. ..

 

Bilgi büyüttü onu, kuşlardan öğrenir mesafeyi.

Güzelliğini üretir, durgun suda, gölde suretine daldı.

Mavi lale verdi Kızıl Büyücü, kutsadı onu öperken.

Büyücü mü olsam dedim öpsem teninden.

Mısır’a yöneltiyor yazıcıları, barış sürdürmek için,

siyah derililerle madrigal şarkılar söyler.

Çadırda kurdu geleceğini bozkırda memleketinin.

 

Düşünce üretir, sesi içten; Sartre, Rousso yoktu halbuki,

kuşanmış atı hazır her an, sözcükleri biriktirdi dillerden.

Kil yazıtlara yazdı hayalini, özlediğini, yıldızları izledi.

Dört bin yıl gözden ırak kaldı yazıtları, kendisi.

Sınırları aştı adı, özgür ve yöneten kadın Nikalmati

Binyıllar geçti, Gökçe gökte duyumsadı Nikalmati’yi

 

Kırmızı taş kolye koynunda rüyasına geldi.

Kil yazıtları aradılar, buldular, bir bağda okudular.

Üzüm suyu içtiler Hattuşaş’ da ay doğarken.

Gitme kal Nikalmati, sevdiğim ol, yaşamak güzel.

Gün doğdu, kızıl akan ırmak coştu.

Gökçe uyandı uykudan, ilaçlarını aldı uyanmak için...



ARŞİV YAZILAR