Kardeşliğin simgesi Lina...
-Mersin sevdalısı
-Mersin’in hafızası
-Dünya insanı
-Dinlerin sevgisini birleştirici
-Kötü günde yanımızda olan
-Ablamız
-Değerli insan
-Din ayırımı yapmayan
-Herkesin yardımına koşan
-Mersinin kanatsız meleği
-Kardeşliğin simgesi
-Can dostu
-Hoşgörünün mimarı
-Yeri doldurulamayan
-Mersin’in simgelerinden
-Mersin’in bir tanecik güzeller güzeli ablası
-Mersin’in çok önemli ablası
O bir idol-dü
-Sensiz bu şehir eksik kalacak
-Bu toprakların en nadide çiçeği
-Tüm mersinin derdini kendisinin bilen
-Barış ve kardeşliğin hoşgörünün mimarı
-Altın kalpli Lina
-Çok kültürlülüğün simge ismi
-Aktardığım satırbaşları sosyal medyada Lina Nasif’e atfedildi.
Dostumuz, ablamız Lina, son otuz yılda dantel gibi ördüğümüz, benzeri nadir görünen, kendine özgü ortamımızın, topluluğumuzun, yaşamlarımızın değerli bir kişisiydi.
Lina, kitaplara konu olmaya başlayan, kökleri Eski Mersin olarak adlandırılan küçücük Akdeniz kentinde doğmuş, yaşamış, oradaki sıcak insan ilişkilerinden beslenmiş, şiirler yazmış, şarkılar, ilahiler söylemiş, resimler yapmış, iyilikler, dayanışmalar sergilemiştir. Farklı yaşamları paylaşmış, güzellikler, yüce davranışlar sunmuş, zengin hatıralar bırakmış, unutmadığımız sevdiği insanlarımızın yanına göçmüştür.
Arkasından sosyal medyada yazılanlar sel içeriğindendir. Onun için Mersin’in kanatsız meleği, kardeşliğin simgesi, hoşgörünün mimarı, bu toprakların nadide çiçeği, altın kalpli denmektedir. Sel güçlenerek akmaktadır.
Farklı inançlara sahip olmanın; ayırıcı ve ötekileştirici olması gerekmediğini, hep birlikte kardeşlik ve vatandaşlık şemsiyesi altında buluşabileceğimizi gösteren, düşmanlıkların filizlenmesine fırsat vermeyen bir kişilikti.
Mersin, kurulduğu 180 yıl öncesinden bu güne, farklı inançların birbirini hırpalamasına fırsat vermeyen; uygar, barışık, çağdaş insanların kenti oldu. Lina önde yürüyenlerden oldu ve Mersin Lina’yı bağrına bastı.
Şehrin genlerine, kuruluşuyla birlikte, kardeşlik, dayanışma, yardımseverlik, barış, dünyaya açılma, kadın erkek eşitliği işlenmiş. Lina söylemleriyle, uygulamalarıyla barış içinde yan yana yaşamanın önde gelen simgelerinden, vitrinlerinden oldu.
Toplumumuzu ve insanlarımızı teker teker, daha ileriye götürecek sanatsal, kültürel söyleşilerin parçası oldu. Konuk sanatçılarımıza, Mersin’in farklılıklarını anlattı. Konserlerimizde, sergilerimizde destek veren, eksik halkayı tamamlamaya çalışan, gelen konuklara ev sahipliği yapan, yüreği dostları ve Mersin için çarpan bir melekti.
İçel Sanat Kulübü bahçesinde gözlerimiz, bundan böyle Lina’yı, Orvila’yı, Şükran’ı Paula’yı bir masa etrafında toplanmış sohbet ederlerken arayacak. Lina’ nın eğilip kulağıma yine, “ne iyi ettiniz bu etkinliği yaptınız” dediğini hayal edeceğim.
Sana teşekkür ediyoruz Lina. Sen Mersin’in tarihine, kültürüne, yüreklere kazındın. Gelecek nesiller seni sorunca: evet vardı, aramızdaydı, yararlıydı, Mersin’e ve bize değer kattı, ona borçlu kaldık denecek.
Herkes müstesna bir insan olduğunu söylüyor, yazıyor dünden bugüne. Müstesna bir şehrin, müstesna bir topluluğun insanıydın. Artık kentin ve ülkenin müstesna bir insanısın. Seni binler anıyor bugün. Resimlerine bakan Mersin’i görüyor, Mersin’e bakan seni görüyor.
Teşekkürler Lina, var olduğun ve aramızda yaşadığın için.