Kurt koyun olmayı kabul edenleri parçalar!
Her yönden ipotek altına alınanların çaresizliğini kullanarak başa geçip, “Milli İrade!” palavrasıyla nutuk çekmek kısa vadede geçerli olsa da sonu hüsrandır!
Bizim gibi azgelişmiş din-tarım toplumlarındaki sözde yöneticiler, "Ne oldum delisi"ne dönüşüp olayları paylaşımdan uzak bir anlayışla yönlendirme yolunu seçiyorlar; “Çok bilen çok yanılır” sözünü doğrularcasına hata üzerine hata yapıp insanlığın yıkımına yol açarlar!
Bu durumun çarpıcı örneklerini son yıllarda ülkemizde sık sık görüyoruz.
Her konuda uzman olup tek karar vericilerin kaptanlığında yürütülen Türkiye’yi yeniden şekillendirme projesi, geniş toplum kesimlerinin dokunulmaması gereken haklarına doğrudan müdahaleye dönüşürken, gidişatı sorgulayabilenlerin gösterdiği haklı tepkiler ise marjinallik, çapulculuk ve suç olarak değerlendiriliyor!
Ülke yönetimini emanet alanların toplumu dönüştürüp kendilerine benzetmeye hakları yoktur; unutulmamalıdır ki törpülenmek istenen her zerre insanlık ağacının ayrı bir rengidir!
Gönül kafeslerinde ayrı dünyalar barındıran insanların sorumluluğunu taşıyacağı çocuk sayısına, ne içeceğine, giyimine, süsüne, cinsel tercihlerine yön verme girişimi her kim yaparsa yapsın haddini aşan dayatmalardır!
Tarihin yaprakları bu yola başvuranların sonunda hüsrana uğradıklarının örnekleriyle doludur; çünkü zulmün kalesi kalcı değildir!
Milyonları dayatmalarla uzun süre boyunduruk altında tutmak imkânsızdır!
Bu nedenle özellikle kamu kaynaklarının tasarrufunu ellerinde bulunduranlar kalenderliği elden bırakmayıp, toplumun her kesimini şefkatle kucaklamalıdırlar!
Olayın diğer tarafına, yani hak ihlallerine uğrayanlara gelince, yaşananların sorumlusu bir anlamda yine kendileridirler. Bilim ve teknolojinin alabildiğine geliştiği, her bireyin adeta ideolog kesildiği bu çağda, davranışlarını asırlar öncesinin anlayışını referans alarak yönlendirenlerin kredisi yapılan her seçimde biraz daha artırılıyorsa; kimse kusura bakmasın “Herkes müstahakkını bulur!” demeden geçemeyeceğim.
Algı operasyonlarıyla edilgenleştirilen toplum tüm olumsuzlukları sineye çekiyor!
Sürekli kaybeden insanlar ellerinde son kalanları koruma telaşında!
Yaklaşık yüzde 25’i işsiz olan itici güç gençlik ana-babalarının eline bakıyor!
Muhalefet partileri hedefsiz olmakla yaftalanıyor!
Algı operasyonları işlevszi kılınmadıkça iktidara iyiden güzelden yana yön vermeye dönük yapılan eylemlerinden sonuç beklemek ham hayalden öteye geçmez!
Yani sorumluluğu tamamen bir avuç yöneticiye yüklemekte kolaycılık olur; vatandaşlık kavramını geliştiren Romalılar,”Kurt koyun olmayı kabul edenleri parçalar!” demişler.
Bizlerin yazıp dile getirdikleri pek dikkate alınmadığından yazıyı Usta Şairimiz Nazım Hikmet’in,”Kabahat sende demeye dilim varmıyor ama / kabahatin çoğu sende canım krdeşim..."dizeleriyle noktalayalım.
