Yaşanan durumun kaçınılmaz bir son Yaşanan durumun kaçınılmaz bir son olduğunu söyleyen eczacı Sadiye Demirel,
CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, hastaların eczanelerde ilaç bulamama sorununun çok ciddi boyutlara ulaştığını söyleyerek, "Kurda yaşanan dalgalanmalar hem eczacıları hem de hastaları etkiliyor. Yurttaşlar özellikle kanser, kalp, şeker ve tansiyon ilaçlarını bulamıyor. Hastanın cebinde parası olsa dahi ilaç yok. Hayati ilaçlar neredeyse karaborsaya düştü. İlaç yokluğu artık toplumsal bir krize dönüştü...” diye konuştu.
"Manisalı Eczacı İsyan Etti: İlaç yok yok yok! Yakında Karneyle İlaç Alacağız!"
Manisa'nın Turgutlu ilçesindeki bir eczaneye giderek yaşanan sorunları dinleyen Başevirgen'e eczane sahibi "38 yıllık eczacıyım böyle bir şey görmedim. İlaç bulamıyoruz. İlaçlar yok, yok, yok. O yoklar bitmedi. Kolesterol ilacı istedim. Peşin çalıştığım için 10 tane istediğim ilacı 2 tane verdiler. Yakında karne ile ilaç alacağız. Eczanenin masrafları da arttı. Giderlerimiz yüzde 300’ü aştı. 300-500 lira gelen elektrik faturası bin 500 liraya çıktı..." diye dert yandı.
Sadiye Memirel,"SSK Hastanelerini Lağvettiler, İlaç Fabrikaları Çürümeye Bırakıldı..."
Yaşanan durumun kaçınılmaz bir son olduğunu söyleyen eczacı Sadiye Demirel, "Çünkü yerli ilaç yok, hep ithal. SSK zamanında SSK’ların kendi fabrikalarında hastalara yetecek kadar ilaç üretiliyordu. SSK hastanelerini lağvettiler, o güzelim ilaç fabrikaları çürümeye bırakıldı. Hastalar o zaman ilacı 3,30 kuruşa alıyordu, 5 lira ödemiyordu. Şimdi en basit tansiyon ilacına bile 80-85 lira fark ödeniyor..." dedi.
Başevirgen,“Yaşanan Bu Krizin Sorumlusu AK Parti İktidarıdır...”
15 yıl öncesine kadar Türkiye’nin pandemi hastanesi, aşı üreten enstitü ve yerli ilaç fabrikasına sahip olduğunu söyleyen Başevirgen, “Bu kurumların hepsi AK Parti döneminde kapatıldı. 1979 yılında kurulan ISO 9002 kalite belgesine sahip tek ilaç fabrikası olan SSK Şişli Bomonti İlaç Fabrikası’nda SSK’nin ilaç ihtiyacının yaklaşık yüzde 20’sini karşılayan ağrı kesici, antibiyotik, vitamin ve öksürük şurubu gruplarından toplam 22 çeşit ilaç üretiliyordu. Tablet ilaçlar, israfı ve masrafları düşürmek için hastanın ihtiyacına göre ambalajsız veriliyordu. 2005'te kilit vuruldu. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü, 1928'de kuruldu. Aşı üretiminde dünyaya örnek gösterildi. 2011'de KHK ile kapatıldı. Bugün ilaçta ve aşıda yaşanan dışa bağımlılık ve kıtlığın tek sorumlusu AK Parti iktidarıdır...” dedi.
Başevirgen,"Sağlığa Erişim Hakkı İhlal Ediliyor, İktidar Bu Sorunu Yarattığı Gibi Çözsün..."
CHP'li Başevirgen yaptığı değerlendirmede, eczanelerdeki ilaç yokluk seviyesinin yüzde 17'lere kadar çıktığını söyleyerek, "Eczacı Odalarından bu konu ile ilgili aylardır uyarı yapılıyor. Eczanelerde ciddi bir ilaç yokluğu yaşanıyor. Son bir yılda ilaç fiyatlarına önce %37 daha sonra %25 zam yapıldı. Buna rağmen beklenen iyileşme olmadı. İlaç fiyatlandırmasında belirlenen sabit kur ve gerçek kur arasındaki makasın açılmasıyla, piyasada bulunmayan ilaç sayısı da giderek artıyor. Artan maliyetler nedeniyle ilaç firmaları ya üretim yapmıyor veya az sayıda ilaç üretiyor. Fiyatlar yükseldikçe hastaların ödediği ilaç farkları da artıyor. Yurttaşlar geçmişe nazaran ilaca daha fazla para ödüyor. Ödeme kapsamından çıkarılan yüzlerce ilaç var. En basit ağrı kesicilerin fiyatları bile 25 liradan başlıyor. Devletin 'İlacın en ucuz olanını öderim' şeklindeki ilaç kararnamesi buna neden oluyor. Eşdeğeri varsa o ilacın ucuz olanını devlet ödüyor, o ilaç yoksa muadilini hasta cebinden veriyor. Bu sorun, bir sosyal hak olan sağlığa erişim hakkını da ihlal ediyor. İktidar bir an önce ilaçta dışa bağımlılığa ve yaşanan ilaç krizine bir çözüm bulmalı, hem eczacıları hem de yurttaşları bu yokluktan kurtarmalıdır..." diye konuştu.