Başta narenciye olmak tüm sebze ve meyvenin yetiştiği Mersin’de, mahalle manavlarında bile kilosu 12-15 liradan aşağı ürün yoktur… Akaryakıta sürekli zam gelmesi üreticiyi vururken, vatandaşın da ulaşımına yansıyor.
Yaklaşık 2 yıldır devam eden korona salgını, ekonomideki kötü gidiş toplumun büyük çoğunluğunu derinden etkiliyor…
Esnaf satamamaktan, vatandaş ise fiyatların yüksekliği nedeniyle alamamaktan yakınıyor!
Başta narenciye olmak tüm sebze ve meyvenin yetiştiği Mersin’de, mahalle manavlarında bile kilosu 12-15 liradan aşağı ürün yoktur…
Akaryakıta sürekli zam gelmesi üreticiyi vururken, vatandaşın da ulaşımına yansıyor.
Geçmişte Mersin’de satıcıların ıskartaya ayrıp kapı önlerine bıraktıkları ürünler, şimdilerde parayla satılıyor…
Alım gücü zayıf olan vatandaşlar, manavların normalin yarı fiyatına verdikleri sebze ve meyvelerin satışa sunulmasını bekliyorlar…
Hayat pahalılığının kendilerini ıskartaları alamaya yönelttiğini belirten vatandaşlar,”Ne yapalım mecburen ikici sınıf bile olmayan sebze ve meyveleri alıyoruz. Dışarıda daha hesaplı. Düşünsenize bir kilo domates 20 lira, nasıl alalım…”şeklinde konuşuyorlar.
Diğer yandan işsizlik hat safhaya ulaşırken, hizmet sektörü olan turizm potansiyeline dönük kaynak ve değerler harekete geçirilmiyor.
Gün geçtikçe boyutlanan yoksulluk yaşamın tüm alanlarında topluma külfete dönüşüyor…