Mumcu,"Giresun’da yoksul köylüler, sizin için öldük. Ege’deki tütün işçileri, sizin için öldük. Doğu’daki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul’daki, Ankara’daki işçiler, sizin için öldük. Adana’da paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük...."
Katledilmeden önce “Ben, Atatürkçüyüm. Ben, Cumhuriyetçiyim. Ben, laikim. Ben, anti-emperyalistim. Ben, tam bağımsız Türkiye’den yanayım. Ben, özgürlükçüyüm. Ben, insan hakları savunucusuyum. Ben, terörün karşısındayım. Ben, yobazların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım.
Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın!
Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır…
Giresun’da yoksul köylüler, sizin için öldük. Ege’deki tütün işçileri, sizin için öldük. Doğu’daki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul’daki, Ankara’daki işçiler, sizin için öldük. Adana’da paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük....
Vurulduk, asıldık, öldürdük ey halkım, unutma bizi.
Bağımsızlık, Mustafa Kemal’den armağandı bize. Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara. Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortalarında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi…” diyerek adeta bir manifesto dile getiren Kalpaksız Kuva-i Milliyeci Uğur Mumcu, fiziki olarak aramızdan ayrılışının 30. Yılında tüm yurtta olduğu gibi Mersin’de de anıldı.
Atatürk Parkı içerisindeki büstü önünde toplanan genç meslektaşları ve yurtseverler duydukları özlemi dile getirdiler.
Araştırmacı gazetecilikte çığır açarak öncü olan Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 yılında karanlık özlemcileri tezgâhladığı suikastla katledilerek çok sevdiği yurduna hizmet etmesi engellenmişti…
Anısı önünde saygıyla eğilip kendisini özlemle arıyoruz…