Geçmişi balıkçı kasabalığına uzanmasına karşın, deniz insanları balıkçılığın geleceğinin olmadığını, genç kuşakların ata mesleğinden koptuğunu söylüyorlar... Tutukları balığı gerçek değeri üzerinden satamamaktan yakınan balıkçılar, her türlü sosyal güvenceden yoksun olduklarına dikkat çekiyorlar...
Yağmur, fırtına, soğuk demeden hep günlerine umudu katık eden deniz emekçileri rızıklarını aramak için son hazırlıklarını yaparken, yüreklerinde,”Bir umut…”kıpırtısı…
Beklenti yüklü gönlünde "Acaba ballık çıkar mı?" diyerek denize serdiği ağı toplayan Mehmet Yolbul’a durumu sorduk…
Ayıklama uğraşı verdiği ağı göstererek,” Deniz adeta kurumuş gibi, akçam serip sabah erkenden gelip topladım, birkaç küçük yengeçten başka bir şey yok…”diyor.
Toparlarsak, oltacısından tırolcusuna ortak görüş, bilinçsiz avlanmanın balığı bitirdiği, üvey evlat uygulaması yapılan deniz balıkçılığına devlet desteğinin olmadığı görüşü egemen...
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'de, balık ihtiyacının büyük bölümü çiftliklerinden karşılandığı savunuluyor...
Tırolcuların iddiası,”İstismarcılar, çiftlik balığını deniz ürünü olarak satıyorlar...” yolunda.
Olayı Mersin'e indirgediğimizde, geçmişi balıkçı kasabalığına uzanmasına karşın, deniz insanları balıkçılığın geleceğinin olmadığını, genç kuşakların ata mesleğinden koptuğunu söylüyorlar...
Tutukları balığı gerçek değeri üzerinden satamamaktan yakınan balıkçılar, her türlü sosyal güvenceden yoksun olduklarına dikkat çekiyorlar...
Kültürpark Mersin İdmanyurdu Meydanı önündeki kumsalda oyalanan balıkçılara,"Rastgele" diyerek ayrılıyoruz…