CHP’li Karakoz, “İspanya, İtalya ve Yunanistan ile uluslararası pazarlarda rekabet etmek ve zeytinyağı ihracatını yükseltmek istiyorsak mutlaka Avrupa Birliği Gümrük Birliği Antlaşması revize edilmeli ve zeytinyağı üreticisine uygulanan kota kaldırılmalıdır...”
-CHP Aydın Milletvekili ve TBMM İçişleri Komisyon Üyesi Evrim Karakoz, Zeytin Üreticisinin Sorunlarını Meclis Gündemine Taşıdı...
Zeytin ve zeytinyağı ülkemizin en önemli tarımsal ürünleri arasında yer almaktadır. Hem üretilen zeytin hem de zeytinyağından ülkemizde dolaylı olarak 3 milyona yakın insan kazanç elde etmektedir. Aydın ilinde zeytin üreticilerinin sorunlarını araştıran ve üreticiyi dinleyen CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz, konuyu TBMM gündemine taşıyarak Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Ayrıca, TBMM çatısı altında Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için çalışmalar yaptığı da sızan bilgiler arasında.
Zeytinyağına Verilen Destek 9 Yıldır Değişmedi...
CHP’li Karakoz, artan girdi maliyetleri karşısında zeytin üreticisinin dertli ve para kazanamadığını hatırlatırken “Girdi maliyetleri sürekli döviz cinsinden artıyor. Dane zeytine 4 yıldır kiloda 15 kuruş, zeytinyağına ise 9 yıldır litrede 80 kuruş gibi çok düşük destekler veriliyor. Eğer katma değerin arttırılması ve dünyada fiyat belirleyici bir konumuna gelmek istiyorsak mutlaka zeytin ve zeytinyağına yönelik destekleme primleri yükseltilmelidir...” dedi.
AB Gümrük Birliği Antlaşması Revize Edilmeli...
Ülkemizin, sofralık zeytin üretiminde dünyada 3'üncü, zeytinyağı üretiminde ise dünya 5’inci olduğunu ifade eden CHP’li Karakoz, “İspanya, İtalya ve Yunanistan ile uluslararası pazarlarda rekabet etmek ve zeytinyağı ihracatını yükseltmek istiyorsak mutlaka Avrupa Birliği Gümrük Birliği Antlaşması revize edilmeli ve zeytinyağı üreticisine uygulanan kota kaldırılmalıdır...” çıkışını yaptı.
80 Kuruşluk Destek En Az 11 Liraya Çıkartılmalıdır...
CHP Aydın Milletvekili ve TBMM İçişleri Komisyonu Üyesi Evrim Karakoz, “ Zeytinyağı için uygulanan destekleme priminin 2013 yılında kilo başına 70 kuruş iken bugün gelinen nokta da ve 9 yıl boyunca hiç artmadan 80 kuruş olmasını, hızla artan bu girdi maliyetleri karşısında yeterli buluyor musunuz? Hasat maliyetinin litrede 60 lirayı geçtiği, bahçede zeytin toplayan kişilerin günlük yevmiyesinin ortalama 450-500 lirayı bulduğu düşünüldüğünde döviz kuruna bağlı olarak sürekli artan girdi maliyetlerinin ne kadarı 80 kuruşluk bu prim ile karşılanabilecektir?
Zeytinde destekleme primlerinin 5488 sayılı Tarım Kanunu'nun 19. maddesi (b) bendi gereğince üreticiye 'üretim maliyetleri ile iç ve dış fiyatlar dikkate alınarak fark ödemesi desteği' olarak kilo başına yaptığınız 15 kuruşluk fark ödemesini yükseltmeyi düşünmez misiniz? Beş kilogram zeytinden bir kilogram zeytinyağı elde edildiği hesabıyla, sofralık zeytin üreticisine zeytinyağı için ödenen primin beşte biri oranında destek verilmesini neden düşünmüyorsunuz?
Bu prim sistemiyle ve destekleme miktarlarıyla, yerli üreticinin dünya pazarlarında söz sahibi olmuş İspanyol, İtalyan ve Yunanlı zeytinyağı üreticileriyle rekabet edebileceğini ve adını dünya pazarlarına yazdırabileceğini düşünüyor musunuz?
Zeytinyağının Marmara, Ege ve Akdeniz bölgesi dışında kalan diğer bölgelerimizde kişi başına düşen tüketim miktarının arttırılması yönünde yapmış olduğunuz herhangi bir çalışma var mıdır? Varsa bu çalışmalar nelerdir?
AB ülkeleri üreticine 3,63 Euro’ya satılan 1 litre zeytinyağı için 0.90 Euro destek veriyor, biz ise 120 liraya sattığımız 1 litre zeytinyağı için üreticimize sadece 80 kuruş destekleme primi veriyoruz. Yani AB ülkeleri kendi satış fiyatının 4’te 1’ini destek olarak verirken biz satış fiyatımızın 150’de 1’ini veriyoruz. Bu şartlar altında mücadele etmek, ayakta kalmak ve üretmek çok zor, destekler mutlaka arttırılmalı ve en az litre de 11 lira olmalıdır...” çağrısını yaptı.
CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz’un Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya satırbaşlarıyla aşağıdaki soruları yöneltti:
-Zeytinyağı adı altında üretilen ve neredeyse yönetmelikler sayesinde güvence altına alınıp piyasaya sunulan TAĞSİŞ ürünlerin satışına nasıl seyirci kalabiliyorsunuz? Vatandaşın katkısız ve has zeytinyağı tüketmesi için neden TAĞSİŞ ürünlerin satışının engellenmesi için bir çalışma yapmıyorsunuz?
-Türkiye-Avrupa Birliği Gümrük Birliği Antlaşması’na göre tüm sanayi ürünlerinin gümrüğü karşılıklı olarak sıfırlanırken zeytinyağına ait ihracat kotasının sadece 100 ton olarak belirlenmesi ve 100 ton üzeri yapılan ihracatta vergi konulması, yükselen fiyat dolayısıyla da ülkemizi tercih etmeyen ülkelere vergisiz satış yapılabilmesinin önünü açabilecek şekilde Türkiye-Avrupa Birliği Gümrük Birliği Antlaşması’nın revize edilmesi için neden bir çalışma başlatmıyorsunuz?
-İspanya'daki zeytin üreticisi; 1 litre zeytinyağı için ortalama 1 Euro 35 centlik prim desteği alırken dünyanın en kaliteli zeytinlerinden birisini üreten ve gerçekçi prim destekleriyle dünya pazarında söz sahibi olabilecek, ürettiği zeytine katma değer katabilecek ülkemizin zeytin üreticisine İspanya'daki destekleme primin hiç olmazsa yarısına yakın bir bedeline denk gelecek şekilde yuvarlak olarak 15 lira düzeyine çıkartmak gibi etkili ve yapıcı bir destek politikasını hayata geçirmek için neden bir çalışma yapma gereği duymuyorsunuz?
-Tarım Kanunu'nun 21’nci Maddesi tarımsal destekler için "Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz" demesine rağmen neden yıllardır devletten alacaklı olan çiftçiye bütçeden hak ettiği ödemeyi yapmıyorsunuz?
-2021 yılında 230 bin ton, 2022 yılında 420 bin ton civarı zeytinyağı üreten ülkemiz; neredeyse aynı iklime sahip olduğumuz İtalya, İspanya ve Yunanistan’ın hep gerisinde kalmaktadır? Özellikle Yunanistan’la kıyasladığımızda ağaçlardan alınan zeytin ve zeytinyağı veriminin yükselmesi için ne gibi çalışmalar yapmaktasınız?
-2018 yılından bu yana termik santraller, madenler ve otoyolların yapımı için 3573 sayılı Zeytinciliğin Islah ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanunun 20’nci Maddesinde yer alan “kamu yararı” gerekçe gösterilerek kaç hektarlık alanda kaç zeytin ağacı kesilmiştir? Acaba Bakanlık olarak merak edip zeytin ve zeytinyağında rekabet etmeye çalıştığımız İspanya, İtalya ve Yunanistan’da kesilen zeytin ağacı var mı diye herhangi bir araştırma yaptınız mı?
-Zeytinlik alanlara hayvanların girişi bile yasaklanmışken, enerji ve maden şirketlerinin binlerce ağacın kesilmesine neden olarak bu alanlara elini kolunu sallayarak girmesi tarımsal üretime, ülke ekonomisine, zeytincilik, zeytin ve zeytinyağı üretimine zarar vermez mi?
-Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'ne bağlı uzmanların da katıldığı Ulusal Resmi Tespit Heyeti 2023-24 yılına ait rekolte çalışmasını ne zaman yapacak ve ne zaman açıklayacaksınız? Küresel ısınmadan kaynaklı iklim değişikliği ile birlikte değişen yağış zamanları ve yağış miktarının özellikle bu yıl zeytin ağaçlarında ki çiçeklere ne kadar zarar verdiğine yönelik herhangi bir tespit çalışma yaptınız mı? Yaptıysanız zarar gören ağaçlar ve haliyle üretici için nasıl bir destekleme planı hazırlayacaksınız?
-Aydın ilinin Bozdoğan, Buharkent, Çine, Didim, Efeler, Germecik, İncirliova, Karacasu, Karpuzlu, Koçarlı, Köşk, Kuşadası, Kuyucak, Nazilli, Söke, Sultanhisar ve Yenipazar ilçelerinde bulunan zeytinlik alanlarda Halkalı Leke veya Kuşgözü Lekesi olarak bilinen hastalığa rastlanmış mıdır? Rastlanmışsa gereken ilaçlamalar hemen yapılmış mıdır? Hastalıkla ilgili yapılan mücadele de üreticiye hangi destekleri vermektesiniz?