Araştırmacı Yazar Abdullah Ayan,
Mezitli Davultepe 100. Yıl Plajı ve Gümüşkumu Tabiat Parkı, çevre ihlali iddialarıyla gündemden düşmüyor.
Önceki gün Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi Abdurrahman Yıldız’ın, Mersinlilere“Kentinize sahip çıkın…” diyerek tepki gösterdiği olaya bugün yenileri eklendi.
Daha öce kaplumbağaların koruma alanı ilan edilerek uyarı ve bilgilendirme tabelaları asılan bölgenin, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından halkın bütün itirazlarına rağmen özelleştirildiğini dile getiren iddia sahipleri, işletmecilerin yeni düzenlemeler yaptığını bildirdiler.
Son olarak temel kazılıp demir döşendiğini vurgulayan vatandaşlar,”Burası Tabiat Parkı, Kaplumbağaların dinlenme ve üreme alanı olarak belirlenip devlet tarafından bilgilendirme ve uyarı tabelaları dikildi, ancak gün her bir başka çevre ihlaline tanık oluyoruz. İşletmeciler, şimdi de temel kazıp demir döşeyerek yeni birimler ekleyecekler. Doğa ve çevre katliamı niteliğindeki ihlallerin durdurulması için yetkilileri göreve çağırıyoruz...” diyerek seslerine kulak verilmesini istediler.
Diğer yandan çevreye duyarlılığıyla bilinen Araştırmacı Yazar Abdullah Ayan, konuyla ilgili kaleme aldığı yazısında şu görüşleri dile getirmişti:
“Sanırım olay tam olarak anlaşılmadı, herkes anlasın diye tekrar anlatayım:
Davultepe çamlığı olarak ta anılan 100. yıl tabiat parkı insan oğlu buralara gelmeden de on binlerce yıldır Meksika körfezinden çıkan deniz kaplumbağalarının on bin km kat edip gelip yumurtladıkları alan..
Kaplumbağa yumurtlar ve gider, yumurtladığı ve üstünü kumlarla örttüğü yuvadan yavrular genelde gece mehtabın aydınlığını takip ederek denize ulaşmaya çalışırlar.. 50-100 metrelik ölümle kalım arasında süren ve kaderlerini çizen en önemli yolculuktur bu...
Çevrede Mehtap ışığından başka ışık olmayacak, olursa yavrular ona yönelir, ses zaten olmayacak...
Peki, Mersin' de ne yapılmış?
Burası birileri işletsin para kazansın diye kiraya verilmiş. Belediyenin talebi yerine rant kazanmış..
Sonra ne mi olmuş?
o parayı veren elbet para kazanacak…
Bunun için en kolay yol ne?
Deniz kenarında çamlar içindeki bu doğa harikasına düğün salonu yapayım demiş?
Çevreyi korumakla yükümlü müdürlük ne yapıyor bu durumda?
Bu sorunun yanıtını arıyoruz...
Ve bir başka yanıt daha var:
Konuştukları vakit mangalda kül bırakmayan onca STK, kurum ve kuruluş, bugün tahrip ettiğimiz çevre nedeniyle insanlık önlenemez bir çöküşe soluksuz koşarken, kenara çekilip gidişatı izlemiş...
İzlemekle kalmayıp o düğün salonunu 'yatırım destekleme' gibi gören kuruluşlar bile var...
Ne desem bilemedim, yazmasam çıldıracaktım, yazdım umarım okuyan çıkar...”