Başevirgen, “Manisa’da bulunan üzüm bağlarının büyük kısmı, don ve dolu afetleri nedeniyle zaten zarar görmüştü. Ama en son darbeyi düzensiz yağışlardan kaynaklı Mildiyö Hastalığı vurdu. Üzüm üretiminde önemli verim kayıplara neden olan Mildiyö Hastalığı, bu yıl bağlarda adeta toplanacak ürün bırakmadı. Maalesef bu yıl verim kaybının %60 civarında olacağı belirtiliyor. Ziyarette bulunduğumuz birçok bağda özellikle de ova köylerimizde toplamaya değer üzüm kalmadığına şahit olduk. Geçen sene 400 bin tonu bulan rekolte bu sene 150-200 bin ton aralığında gerçekleşecek gibi görünüyor...”
CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Bekir Başevirgen, ülkemizin en önemli ihraç ürünlerinden olan Sultaniye Üzümünün hasadına başlanıldığını ve Manisalı üreticilerin açıklanacak taban fiyatı merakla beklediğini söyledi. Başevirgen, “Üreticilerimiz geç kalınmadan ve emeğinin karşılığını alabilecekleri bir fiyat bekliyor...” dedi.
“Rekoltenin Çok Düşük Olması Bekleniyor...”
Yapılan tespitlere göre bu sene kuru üzüm rekoltesinin çok düşük seviyelerde kalacağını söyleyen Başevirgen, “Manisa’da bulunan üzüm bağlarının büyük kısmı, don ve dolu afetleri nedeniyle zaten zarar görmüştü. Ama en son darbeyi düzensiz yağışlardan kaynaklı Mildiyö Hastalığı vurdu. Üzüm üretiminde önemli verim kayıplara neden olan Mildiyö Hastalığı, bu yıl bağlarda adeta toplanacak ürün bırakmadı. Maalesef bu yıl verim kaybının %60 civarında olacağı belirtiliyor. Ziyarette bulunduğumuz birçok bağda özellikle de ova köylerimizde toplamaya değer üzüm kalmadığına şahit olduk. Geçen sene 400 bin tonu bulan rekolte bu sene 150-200 bin ton aralığında gerçekleşecek gibi görünüyor...” dedi.
“Geçen Sene 25 Liraya Mal Edilen Kuru Üzümün Bu Seneki Maliyeti 50 Lira...”
CHP’li Başevirgen yaptığı açıklamada “Verimin çok düşük olmasının yanı sıra üretim maliyetlerindeki artışları da dikkate aldığımızda üreticinin taban fiyat beklentisi çok yüksek. Yapmış oluğumuz hesaplamalara göre bir dekar için sarf edilen ilaç, gübre, mazot, su/elektrik ve işçilik giderleri 15 bin lirayı geçiyor. Geçen sene dekardan ortalama 300 kilo kuru üzüm alan üretici, bir kilo 9 numaralı kuru üzümü yaklaşık 25 liraya mal etmekteydi. Üzümcülerimiz bu sene de aynı miktarda ürün alabilirse bir kilo kuru üzümü yaklaşık 50 liraya mal etmiş olacak (Bu fiyata finans ve kapitalizasyon giderleri eklenmemiştir). Eğer dekardan 200 kilo ürün alınabilirse ki bu bile iyimser bir miktar olup o zaman kilo maliyeti 70 lirayı bulacak. Bu nedenle taban fiyat açıklanırken arzda yaşanan büyük düşüşler göz önünde bulundurulmalı ve üreticilerimiz mağdur edilmemelidir...” dedi.
“2 Dolar Taban Fiyatı Bile Yetersiz Kalacak...”
Üreticilerimizin, geleceğe umutla bakabilmesi ve mevcut bağların sökülmemesi için 9 numaralı kuru üzümün kilogram fiyatının asgari 65 lira olmasını iktidardan beklediklerini söyleyen Başevirgen, “9 numaralı Sultaniye kuru üzüm taban fiyatının dünya ortalaması olan 2 doların altında olmaması gerektiğini her sene dile getiriyoruz. Maalesef bu yıl taban fiyat 2 Dolar yani 54 lira olarak açıklansa bile yetersiz kalacak. Çünkü doların paramız karşısındaki değer artışı yaşadığımız enflasyonun çok gerisinde kalmıştır. Üreticilerimizin bizzat hissettiği %100 oranındaki maliyet artışının taban fiyata yansıtılması işin doğrusudur. Bu durumda 9 numaralı kuru üzümün taban fiyatının asgari 65 lira olması gerekmektedir...” diye konuştu.
“1 Kilo Üzümle 1,14 Litre Mazot Alırken, Bu Yıl 0,72 Litre Alınabiliyor...”
İşçilik, ilaç, gübre, enerji gibi girdi maliyetleri özelliklede mazot fiyatlarındaki artışlar karşısında kuru üzüm fiyatlarının sürekli gerilediğini söyleyen Başevirgen, “2021 yılında kilosu 13 liraya satılan 9 numara kuru üzüm karşılığında 2 litre mazot alınabiliyordu. Geçen yıl bu dönemlerde 27 lira olarak açıklanan taban fiyat ile 1,14 litre mazot alınabiliyordu. Bu sene ise mazotun litresi 37 lira civarında. Geçen seneki taban fiyatı ile ancak 0,72 litre mazot alınabilmekte. Üreticilerimizin çok değil 2 yıl önceki pozisyonuna dönebilmesi için yani 2 litre mazot alabilmesi için bir kilo kuru üzümün taban fiyatının 74 lira olması gerekmektedir. Görüldüğü üzere, hangi parametreleri kullanırsanız kullanın kuru üzüm fiyatının 65 liranın altında olmaması gerçeği karşımıza çıkmaktadır...” dedi.
“Üreticilerimizin Artık Dayanma Gücü Kalmamıştır...”
TMO tarafından açıklanacak olan taban alım fiyatının üretim maliyetindeki artışlar ve arzda oluşan azalmalar dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini söyleyen Başevirgen, “İktidar, önceki yıllarda yaptığı gibi taban fiyatı düşük açıklayarak ya da ürün alımında zorluklar yaşatarak üreticileri daha da mağdur etmemelidir. İktidar, 65 liranın altında bir taban fiyatı sakın açıklamasın. Emin olun ki eğer iktidar karışmazsa bu piyasa şartlarında bile üretici lehine bir fiyat oluşacaktır...” dedi.
“Çarşambanın Gelişi Perşembeden Bellidir...”
Sahadan gelen duyumlar ve TMO’nun yaptığı uygulamaların “çarşambanın gelişi perşembeden bellidir” atasözünü hatırlattığını söyleyen Başevirgen, “TMO’nun, depolarında bulunan ve geçen yıl üreticiden 27 liraya alınan 9 numaralı kuru üzümü, geçtiğimiz Temmuz ayı içerisinde 32 lira gibi düşük bir fiyatla tüccara sattığı belirtiliyor. Uygun muhafaza şartlarında hiçbir değer kaybı yaşamayan kuru üzümün, bu enflasyonist ortamda depolama, fire ve zayiat maliyetleri dikkate alınmadan %18,5 gibi düşük bir fiyat farkıyla tüccara satılmasında hangi amaçlar gizlenmekte yakın zamanda anlaşılır. Hadi Kurumun zarar etmesini zerrece umursamadıklarını anladık. Ama kuru üzüm taban fiyatı açıklanmak üzereyken piyasaya bol miktarda ucuz ürün sürmek piyasayı kuru üzüme doyurup üreticiyi tüccarın ve ithalat lobilerinin karşısında zayıf düşürmektir. Diyelim ki yeni sezon alımları için depolarını boşaltıyor olsunlar. Böyle bir durumda dahi 32 liradan piyasaya ürün sürmek üreticiye adeta ihanet etmektir. Üreticilerimizin TMO’dan aldığı mesaj 'çarşambanın gelişi perşembeden bellidir...'” dedi.
“Tarımsal Üretimin Sürdürülebilir Olmaktan Çıkmaması Gerekmekte...”
İktidara bir kez daha çağrıda bulunan Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, “Üzüm üretiminin ne kadar zor ve meşakkatli bir tarımsal faaliyet olduğunu bu işe kafa yormuş ve emek vermiş herkes çok iyi bilir. Bu kadar çabanın ve emeğin karşılığını veremezsek, mevcut üreticilerimizi, tarıma meyilli gençlerimizi ve maalesef geleceğimizi kaybederiz. Bu sebeple altı üstü üzüm fiyatı deyip geçmesinler. Uyguladıkları yanlış ekonomi politikalarının ve seçimde yaptıkları hesapsız harcamaların bedelini çiftçilerimize ödetmekten vazgeçsinler. Çünkü asıl beka sorunu tarımsal üretimin sürdürülebilir olmaktan çıkmasıdır.” diyerek sözlerine son verdi.