-"KKM'NİN DEVLETE ZARARI 565 MİLYAR LİRA..."
-"AKP YANLIŞ EKONOMİ POLİTİKASINDAN U DÖNÜŞÜ YAPMAYA ÇALIŞIYOR AMA NE YAPSA NAFİLE..."
"EMEKLİ MAAŞI ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNE ÇIKARILMALI..."
CHP Karabük Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Cevdet Akay, TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek ekonomik gelişmelere yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Açıklamasının sonunda en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çıkarılması gerektiğinin altını çizen Akay şu görüşleri dile getirdi:
HAZİNE'NİN BORÇ STOKU 5 YIL ÖNCE 1 TRİLYON LİRAYDI, BUGÜN BU RAKAM 5,8 TRİLYON LİRAYI AŞMIŞ DURUMDA...
Temmuz 2018’de, yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtiğimiz tarihte Hazine'nin borç stoku 1 trilyon liraydı, bugün bu rakam 5,8 trilyon lirayı aşmış durumda. Bütçe açığındaki büyüme 2018 yılından itibaren daha da belirgin hale gelmiştir. Bundan kısa bir süre önce temmuz ayında Meclis’te ek bütçeyi görüştük. Burada da sayın Cumhurbaşkanına eski yetkilerine göre net borçlanma miktarı olarak 3 kata kadar borçlanma yetkisi verildi. Bu da 2 trilyon 160 milyar TL’lik bir rakama tekabül ediyor. Bu rakam gerçekten bütçe büyüklüğünün yüzde 48’ine tekabül eden bir rakam. Resmen ikinci bir bütçe.
BORÇLANMAYI VERİMLİ BİR ŞEKİLDE KULLANMANIZ LAZIM...
Merkezi Yönetim Borç Stoku Ocak 2018- Ağustos 2023 döneminde 4,9 trilyon lira artarak; 892,7 milyar liradan 5,8 trilyon liraya çıkmıştır. Yani yüzde 650 oranında, 6 buçuk kat artış meydana gelmiştir. Bu durum, mali disiplinden uzaklaşmanın ve kötü borç yönetiminin bir sonucudur. Borçlanma her devletin başvurduğu bütçe kanunda bir uygulama. Borçlanmayı verimli bir şekilde kullanmanız lazım. Aldığınız borcu, faizleri, ana parayı ödeyip net borçlanma hasılatı yaratmazsanız; üretim, istihdam, ihracatı artırıcı bir şekilde kullanmazsanız ülke ekonomisini darboğaza sokarsınız.
BİZ MAALESEF AYNI HATAYA DÜŞMÜŞ OLDUK...
Dönemin Hazine ve Maliye Bakanı ekonomik deha Nurettin Nebati, 10 Mayıs 2023’te Kur Korumalı Mevduat için ‘çağın buluşu’ demişti. Bu açıklamanın üzerinden 3 ay geçti ve iktidar çağın buluşu olarak niteledikleri Kur Korumalı Mevduatın çağın belası olduğunun da farkına vardı. Bundan yıllarca önce eski Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız sayın Turgut Özal, 1989 yılında basına bir açıklamalarda bulunuyor, dövize çevirmelerle ilgili. İleride, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetecek bürokratlara, başbakanlara, cumhurbaşkanlarına bir mesaj veriyor, bu DÇM’ler ülkemizin belası olmuştur, çok maliyet çıkarmıştır ülkemize, bu uygulamaların bir daha hayata geçmemesi için de bu açıklamayı yaptığını ifade etmiştir. Biz maalesef aynı hataya düşmüş olduk. Kur Korumalı Mevduatın da ülkemize maliyeti çok büyük oldu.
HAKLILIĞIMIZ BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKTI...
Milletimizin sırtına yüklenen bu ağır külfetin ekonomimizi çıkmaza sürükleyeceğini, tamir edilemez hasarlar meydana getireceğini 2021 yılından bu yana yüksek sesle ifade ediyor, iktidarı ve ekonomi yönetimini uyarıyorduk. Geldiğimiz son nokta, haklılığımızı maalesef bir kez daha ortaya çıkardı. İktidar dolambaçlı yollarla, büyük riskler alarak hatalı uygulamalarını bankaların sırtına yüklemeye çalışıyor. Fakat, bu yöntemin sürdürülebilir olmadığı bir gerçektir. İktidar her yanlışını başka bir yanlışla örttüğü sürece ekonominin beli doğrulamaz. “Zenginin malı züğürdün çenesini yorar.” diye bir atasözümüz var. AKP bu atasözünü tadil ederek “Zengini zengin yaptık, vatandaşın belini kırdık.” şeklinde tadil etti, halkımızın üstünde de bizzat denedi.
KKM'NİN DEVLETE ZARARI 565 MİLYAR LİRA...
Merkez Bankası bilançosu verilerine baktığımızda KKM’nin devlete zararı toplam 565 milyar lira. KKM için bugüne kadar ödediğimiz tutar ise tamı tamına 717 milyar liradır. Nurettin Nebati her konuda olduğu gibi bu konuda halkımızı aldatmıştır. Sayın Nebati hani devletin kasasından bir kuruş para çıkmayacaktı? Çıkan bu para sizin kasanızdan mı çıktı?
İktidar; çaresizlerin parası işsizlik maaşındaki damga vergisinden, ateşe verdiği mutfağın mutfak tüpündeki ÖTV’den, açlığa mahkûm ettiği beşikteki bebeklerin bezindeki KDV’den, kısacası vatandaşa hizmet için toplanan vergileri zenginlere dağıtmıştır.
AKP YANLIŞ EKONOMİ POLİTİKASINDAN U DÖNÜŞÜ YAPMAYA ÇALIŞIYOR AMA NE YAPSA NAFİLE...
“U” dönüşleriyle meşhur AKP iktidarı, şimdi de yanlış ekonomi politikalarından “U” dönüşü yapmaya çalışıyor. Gelir adaletsizliğini katlayarak artıran, vatandaşı açlığa savuran irrasyonel ekonomi modelinden ekonomiyi rasyonel zemine döndürmeye çalışıyor. Ama kısa vadede bu yapmanın olanağı yoktur, çünkü iktidar ekonomiyi bataklığa saplamış durumdadır. Geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası’nın bir kararı tebliğ edildi. Merkez Bankası KKM ile döviz mevduatını azaltıp, TL mevduat hesaplarına geçişi artırmak için yeni düzenlemeler yaptı. Bu düzenlemeye göre vadesi gelen KKM’den standart TL mevduatına geçişte hedefi tutturamayan bankaya ceza kararı aldı. İktidara soruyoruz: Bu mesele bankalarla müşterileri arasındaki bir sorun mu? İktidar sorumluluğu üstlenmek yerine neden topu bankalara atıyor?
KREDİYE ULAŞMAK BUGÜNDEN DAHA MALİYETLİ HALE GELECEK...
Merkez Bankası zorunlu karşılık uygulamasında da değişiklik yaptı. Ne yaptı: döviz mevduatına uygulanan zorunlu karşılık oranları artırıldı. Bu kriterleri tutturamayan bankalar ek menkul kıymet tesisine mecbur olacak. Düne kadar bankalara “KKM hesaplarını artır” baskısı varken şimdide “azalt” talimatı veriyorlar. İktidar yine vatandaşın sırtına yük bindiriyor.
Mevduat faizlerinin yükselmesi, banka açısından para toplamanın maliyetinin yükselmesi demektir. Bankaların verdiği hizmetlerin faizleri de bu sebepten dolayı yükselecek. Kısa ve öz olarak krediye ulaşmak bugünkünden çok daha maliyetli hale gelecek.
Bu rasyonellik değildir bu akılcı olmayan ekonomi yönetimidir!
BORSADA VURGUN YAPILDI, DEVLET SEYİRCİ KALDI...
Merkez Bankası’nın KKM ile ilgili son tebliği, piyasalar kapandıktan sonra açıklanmasına rağmen bu bilgiyi önceden haber alan Amerikan ve İngiliz yatırım fonları seans başlar başlamaz satışa geçti. Yani Amerikan ve İngiliz bankaları tebliği daha önceden öğrendiği için hisseleri boşalttı ve ciddi bir vurgun yaptı. Piyasada birkaç haftadan beri “bankalar ucuz, yabancı yatırımcılar banka hisselerinde yüklü alım yapıyor” haberleri pompalanıp fiyatların yükselmesine neden olundu. Aracı kurumların hemen hepsinin model portföylerinde birkaç bankanın yer alması yerli yatırımcıyı da bankacılık sektörü hisselerine yöneltti. Ucuz kalmış bankacılık sektöründe kimse yüzde 5’lere varan bir düşüş yaşandı. Tebliğ öncesi bankacılık sektöründe milyonlarca lot hissenin satışıyla çöküş başladı. Yasadışı olan İnsider Trading (içeriden bilgi alanların ticareti) yoluyla haksız kazanç sağlama olarak değerlendirilen KKM haberinin sızdırılması yerli ve küçük yatırımcılar büyük bir zarara uğratıldı. Piyasalar kapalıyken bu tebliğin yayınlanacağını kimler sızdırdı? Bakanlık içindeki köstebekler kimler? Devletimizi zarara uğratan bu vatan hainleri kimler? Bu sızdıranlar hakkında neden hala bir soruşturma açılmadı? Borsada haksız kazanç elde edenler neden açıklanmıyor?
MOODY'S NOTU YÜKSELTSE BİLE KENYA İLE AYNI NOT DÜZEYİNE ÇIKACAĞIZ...
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçtiğimiz günlerde bir twit attı. Sayın Bakan, “Moody's’in ülke kredi görünümü ve notu açısından olumlu olduğu değerlendirmesi yaptığını, bunun da kredi notumuza yansıyacağına inanıyoruz.
Süslü cümleleri bir kenara koyup realiteye bakmamız lazım. Milletimizi boş vaatlerle umutlandırmaktan artık vazgeçin. Türkiye, şu an Moğolistan ve Mısır ile ayni nota sahip. Moody's bir kademe iyileştirme yapsa; Papua Yeni Gine, Kamboçya ve Kenya ile aynı not düzlemine geleceğiz. İktidar daha önce de eylemleri ve söylemlerinin tutarlı olması gerektiğini ifade etmiştik. Bu bir kez daha tekrarlıyoruz. Eylemler ve söylemler uyuşmadığı sürece ekonomik istikrar asla sağlanamaz. Yanlış ekonomi politikalarınızın faturasını vatandaşımızın sırtına yüklemekten vazgeçin!
EKONOMİ POLİTİKALARI BİLİNÇLİ SEÇİLMİŞ TERCİHLERDİR...
Şunun da altını çizmekte fayda var. Ekonomi politikaları hata değildir, bilinçli seçilmiş tercihlerdir. Halkımız iktidarın bilinçli tercihleri yüzünden yoksul durumda. Ekonomi yapılan zamlarla, sürekli yön değiştirerek düzelmez. Hukuk devleti üzerinde yükselerek; adaleti yeniden tesis ederek; şeffaf, demokratik ve adil bir yönetimi hâkim kılarak ülke ekonomisi düzelir.
EMEKLİ MAAŞI ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNE ÇIKARILMALI...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın emekli aylıklarına ilişkin açıklamasına da değinen Akay, "KKM’den vazgeçildiğine göre, KKM tasarrufu ile emeklimize seyyanen zam yapılabilir. Ocak ayını beklemeden bir an önce emeklilerimize zam yapın. En düşük emekli aylığını en az asgari ücret seviyesine çıkarın."