Hayvan Hakları Koruma Komisyonu, "Bu canların sokaklara terk edilmesinin birincil müsebbibi insan, şimdi de aynı canları idam mahkûmu etmek istemektedir. Tüm çağrılara rağmen düzenli olarak kısırlaştırma yapmayan, henüz büyük şehirlerinin tamamında bile barınak kuramayan bir ülkenin 30 gün içinde çok sayıda hayvanı sahiplendirme ihtimali yoktur, bu öneri de gerçekçi değildir. İlk birkaç dalgada çok sayıda canı ’hızlıca’ öldürmek ve akıllarınca popülasyonu kontrol altına almak için bulunan bu sözde ’yasa önerisi’ hukukçular olarak en çok da bizi yaralamaktadır..."
Mersin Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, başıboş sokak köpeklerinin uyutulmasını öngören yasa teklifi için çalışmaların başlatılmasını eleştirdi.
Komisyondan yapılan açıklamada, “Sokak hayvanlarının uyutulması, onları idama mahkûm etmek demektir. Teklifin yasalaşması halinde bile böylesi bir zulüm yasasına karşı tüm hukuksal yollara başvuracağımızı bildiririz...” denildi.
“MECBURİYETİN ALTERNATİFİ UYUTULMA ADINA, ALTINDA YUMUŞATILAN KATLEDİLME DEĞİLDİR...”
Zulüm yasasına karşı tüm hukuksal yollara başvurulacağının altını çizen Mersin Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, yaptığı değerlendirmede ayrıca şu görüşleri dile getirdi:
“Kamuoyuna, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik yapılması ile ilgili yasa teklifi verileceği, bunun da sokak hayvanlarının uyutulması yönünde düzenlemeler içerdiği söylentisi yansımıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, kanaatimizce bu bir söylenti değil tam olarak niyetlenendir. Zira siyasi erk tarafından söz konusu söylemler sıklıkla dile getirilmekte, halkın gözünde bir canavar imajı oluşturmak için 'başıboş köpekler' adı verilen sözde bir sorun, medya kanalları aracılığıyla palazlandırılarak kamuoyu bizzat yöneticiler tarafından galeyana getirilmektedir.
Bugün şehirlerimizin sokaklarında dolaşan hayvanlar, vaktiyle insanoğlunun evcilleştirip daha sonra sokağa bıraktığı atalarının soyundan gelmektedir. Her biri sıcak bir yuvayı özleyen ve hak eden sahipsiz dostlarımızın, gerçekten hayvansever insanlarca sahiplenilene kadar şehirlerimizin sokaklarında bakılması, beslenmesi ve barındırılması mecburiyettendir. Ancak bu mecburiyetin alternatifi kesinlikle beton duvarların, tel kafeslerin ardındaki 30 günlük bir esaretten sonra uyutulma adına, altında yumuşatılan katledilme değildir.
“ZULÜM YASASINA KARŞI TÜM HUKUKSAL YOLLARA BAŞVURACAĞIZ...”
Bu canların sokaklara terk edilmesinin birincil müsebbibi insan, şimdi de aynı canları idam mahkûmu etmek istemektedir. Tüm çağrılara rağmen düzenli olarak kısırlaştırma yapmayan, henüz büyük şehirlerinin tamamında bile barınak kuramayan bir ülkenin 30 gün içinde çok sayıda hayvanı sahiplendirme ihtimali yoktur, bu öneri de gerçekçi değildir. İlk birkaç dalgada çok sayıda canı 'hızlıca' öldürmek ve akıllarınca popülasyonu kontrol altına almak için bulunan bu sözde 'yasa önerisi' hukukçular olarak en çok da bizi yaralamaktadır.
Bu bağlamda böylesi bir teklifin meclis komisyonuna sunulması halinde sürecin en başından sonuna kadar takipçisi olacağımızı; teklifin yasalaşması halinde bile böylesi bir zulüm yasasına karşı tüm hukuksal yollara başvuracağımızı bildiririz.”