Ateş, Yönetmeliğin gerekçesinde, genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz, genel salgın ile zorlayıcı sebeplerden kaynaklı bu uygulamanın yeniden düzenlendiği açıkça ifade ediliyor. Yeni bir salgın ve afet yaşanmadığına göre, genel ekonomik kriz açıkça resmî belgeler yoluyla itiraf ediliyor. Yıllardır ekonomik krizi inkâr eden iktidarın, gerçeklerle yüzleşmesi de krizin çözümü noktasında olumlu bir adım olarak görülebilir. Geç itirafın sonuçları da maalesef daha ağır olacak. Krizin ilk faturasının çalışanlara kesilmesi de hiç şaşırtıcı olmadı. Yanlış ekonomi politikaları bizi bu noktaya getirdi..."
-CHP’Lİ ATEŞ: “YENİ YÖNETMELİK EKONOMİK KRİZİN RESMİ İTİRAFIDIR...”
-“ÇALIŞANLAR HEM GELİR HEM DE ÖZLÜK HAKKI KAYIPLARI YAŞAYACAK...”
CHP Bolu Milletvekili, Sanayi ve Enerji Komisyonu üyesi Türker Ateş, 11 Haziran’da Resmi Gazete’de yayımlanan yeni Kısa Çalışma Yönetmeliği’ni değerlendirdi. Yönetmeliğin ekonomik krizin ilk resmi itirafı olduğunu dile getiren Ateş, “Son bir yıldır uygulanan yüksek faiz politikaları ve kredi kısıtlamaları, üretimde çarkları yavaşlattı. Çarklarını döndürmekte zorlanan işletmeler, çalışma sürelerini kısaltma yoluna giderek hayatta kalmaya çalışacaklar. Bu uygulama en çok çalışanları olumsuz etkileyecek. Hem gelirlerinde hem de özlük haklarında ciddi kayıplar yaşayacaklar” dedi. Ateş “En azından artık ekonomiye dair masal anlatma dönemi bitti. Aylardır yüksek faizlerin sihirli değnek olmadığını, tek başına ekonomideki sorunları çözmeye yetmeyeceğini anlatmaktan dilimizde tüy bitti. Dün işsizlik rakamlarının düşüklüğü ile övünenler, bugün yeni Kısa Çalışma Yönetmeliği yayımlamak zorunda kaldılar...” diye konuştu.
“Ekonomide inkardan, itiraf noktasına geçilmesi önemli”
Yeni Koronavirüs Salgını döneminde kısa çalışma uygulamasının yaygın biçimde bilinmeye başladığını hatırlatan Ateş, Yönetmeliğin gerekçesinde, genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz, genel salgın ile zorlayıcı sebeplerden kaynaklı bu uygulamanın yeniden düzenlendiği açıkça ifade ediliyor. Yeni bir salgın ve afet yaşanmadığına göre, genel ekonomik kriz açıkça resmî belgeler yoluyla itiraf ediliyor. Yıllardır ekonomik krizi inkâr eden iktidarın, gerçeklerle yüzleşmesi de krizin çözümü noktasında olumlu bir adım olarak görülebilir. Geç itirafın sonuçları da maalesef daha ağır olacak. Krizin ilk faturasının çalışanlara kesilmesi de hiç şaşırtıcı olmadı. Yanlış ekonomi politikaları bizi bu noktaya getirdi.
“İşletmeler sadece çalışma günlerini azaltarak ayakta kalamazlar...”
Enflasyonu düşürmek için, üretimin çarkları durdurulmak isteniyor. Bu şekilde enflasyonun kontrol altına alınması ekonomide çok ciddi başka sorunlar ortaya çıkaracak. Böyle bir dönemde asıl maharet, üretim artışı yoluyla enflasyonun düşürülmesi, ancak iktidarın böyle bir vizyonu yok. ‘İşletmeler üretim, yatırım yapmasın, çalışma sürelerini kısaltsın’ zihniyetiyle enflasyonu düşürmek maharet olamaz. Anlaşılan iktidar ekonominin fişini çekerek işleri yoluna koyabileceğini düşünüyor ancak bu mümkün değil. Çalışma süresini azaltan işletmeler, borçlarını nasıl ödeyecek, sabit giderlerini nasıl karşılayacak gibi sorulara yanıt yok. İşletmeler sadece çalışma günlerini kısaltarak ayakta kalamazlar, mutlaka şirketleri ayakta tutacak yeni yöntemler alınmalı.”görüşlerini dile getirdi.