Kış, “Balıkesir Edremit’ten uygun bulunmayarak sökülen ve turizmin cenneti Mersinimize Aydıncık ilçemize kurulacak olan balık çiftliklerinde kullanılacak çeşitli kimyasallar, ilaçlar, antibiyotikler, GDO’lu yemler ve ölü balıklar ile denizimiz çöplüğe dönüşecek, doğal balıkçılık bitecektir. Balık çiftliklerinin ÇED raporlarının bilimsellikten uzak, bilgi ve hesaplamaların yanlış olduğu görüşleri ortadayken bunda ısrar etmek Mersin’e kasıtlı olarak zarar vermekten başka bir anlam taşımamaktadır. Faaliyet alanın bulunduğu bölgede; kıyı kesimler; arkeolojik sit alanları, doğal karakteri korunacak alanlar, orman olarak işaretlenmiş alanlar bulunmaktadır. Faaliyet alanlarının tümü, Akdeniz Foku Yaşam Alanında kalmaktadır.”
CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, Mersin’in turizmini ve doğasını olumsuz etkileyecek olan balık çiftliklerinin peşini bırakmıyor. Mersin’de Aydıncık’a kurulacak olan balık çiftliklerini 1 yıl önce TBMM gündemine getiren CHP’li Kış, balık çiftlikleri projesinin iptali için sonuna kadar mücadele edeceklerini vurguladı.
CHP’li Kış, denizleri kirlettiği ve turizmi bitirdiği için Balıkesir’den sökülen balık çiftliklerinin Mersin’e kurulmak istenmesine sert tepki gösterdi.
TBMM Genel Kurulu’nda konuyu Temmuz 2023 yılında ilk gündeme getiren vekillerden olan Kış, çevre örgütleri, yerel yöneticiler ve sivil toplum kuruluşları ile gerekli görüşmeleri yaptığını, konuyu yakından takip ettiğini söyledi.
CHP’li Kış, kurban bayramı öncesinde de, TBMM Genel Kurulu’nda söz alarak balık çiftliklerinin kurulmasına müsaade etmeyeceklerini vurguladı.
Yerel yönetimlerin, meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin, kent dinamiklerinin ve halkın katılımı ve fikri dikkate alınmadan balık çiftlikleri kurulması kararının doğru olmadığını ifade eden CHP’li Kış, konuyla ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’ye yazılı soru önergesi verdi.
Mersin’de hangi kurum ya da kuruluşa danışılarak bu kararın alındığını bilmediklerini ifade eden Kış, bakanlığın öncelikli görevinin doğal çevreyi korumak olduğunu ancak alınan bu kararların Mersin’in doğasına, çevresine, denizine ve turizmine geri dönülmez zararlar vereceğine dikkat çekti.
ÇED raporları incelendiğinde balık çiftliklerinin 20 tonun üzerinde atık üreteceğini ve bu atıkların bertarafının ise ne şekilde olacağının hiçbir şekilde belirtilmediğine vurgu yapan Kış, “Balıkesir Edremit’ten uygun bulunmayarak sökülen ve turizmin cenneti Mersinimize Aydıncık ilçemize kurulacak olan balık çiftliklerinde kullanılacak çeşitli kimyasallar, ilaçlar, antibiyotikler, GDO’lu yemler ve ölü balıklar ile denizimiz çöplüğe dönüşecek, doğal balıkçılık bitecektir. Balık çiftliklerinin ÇED raporlarının bilimsellikten uzak, bilgi ve hesaplamaların yanlış olduğu görüşleri ortadayken bunda ısrar etmek Mersin’e kasıtlı olarak zarar vermekten başka bir anlam taşımamaktadır. Faaliyet alanın bulunduğu bölgede; kıyı kesimler; arkeolojik sit alanları, doğal karakteri korunacak alanlar, orman olarak işaretlenmiş alanlar bulunmaktadır. Faaliyet alanlarının tümü, Akdeniz Foku Yaşam Alanında kalmaktadır.”görüşlerini dile getirdi.
Kurban Bayramı sürecinde, Balık çiftliği projesi hakkında hazırlanan ÇED raporu’nun halkın bilgilenmesi için 10 günlüğüne askıya çıkarıldığını, ancak yöre halkına sadece 10 günlük itiraz hakkı tanınan sürecin bayram tatiline denk getirilmesinin de kasıtlı yapıldığının altını çizen Kış, Bakan Özhaseki’ye şu soruları yöneltti:
1- Turizmi ve doğayı olumsuz etkilediği, denizleri kirlettiği gerekçesiyle Balıkesir Edremit’ten sökülen balık çiftliklerinin, turizmin cenneti olan Mersin’in Aydıncık ilçesine kurulması kararını alma gerekçeniz nedir?
2- Yayınlanan ÇED Raporunda, Balıkesir İl’inin turizm potansiyeline ilişkin alınan karar ifade edilmiş iken balık çiftliklerinin taşınması için uygun görülen Mersin için ilgili bakanlığın turizm politikalarına dahil edilmediğine ve turizm bölgesi olmadığına dair alınan resmi bir karar veya rapor var mıdır?
3- Balık çiftliklerinin kurulacağı bölgeler, turizm bölgeleri, 1.derece doğal ve arkeolojik sit alanları olarak ilan edilmiştir. Balık çiftliklerinin Mersin turizmine ve insan sağlığına vereceği zararlara ilişkin aylardır açıklama ve uyarı yapan sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, yerel yöneticileri ve yöre halkının itirazlarını dikkate alacak mısınız?
4- ÇED raporları incelendiğinde balık çiftliklerinin 20 tonun üzerinde atık üreteceği ve bu atıkların bertarafının ne şekilde olacağı ise hiçbir şekilde belirtilmediği ortada iken, atıkların sahilleri ve denizleri hızlı bir şekilde kirleteceği sonucuna rağmen bu balık çiftliklerinin kurulmasında ısrar edecek misiniz?
5- Bakanlık olarak öncelikli görev alanınız doğal çevreyi korumak, çevreye yönelik tüm hizmetleri düzenleyici ve denetleyici bir anlayışla yapmak olarak tanımlanmışken, bölgemizde kurulması planlanan balık çiftliklerinde kullanılacak çeşitli kimyasallar, ilaçlar, antibiyotikler, GDO’lu yemler ve ölü balıklar ile denizimizi çöplüğe dönüştürecek olup doğal balıkçılığı bitirecek olan balık çiftliklerinin ÇED raporlarının bilimsellikten uzak, bilgi ve hesaplamaların yanlış olduğu görüşlerine yönelik bir değerlendirmeniz var mıdır?
6- Balık çiftliği projesi hakkında hazırlanan ÇED raporu, halkın bilgilenmesi için 10 günlüğüne askıya çıkarıldı. Ancak yöre halkına sadece 10 günlük itiraz hakkı tanınan sürecin bayram tatiline denk getirilmesi kasıtlı olarak mı yapılmıştır?
Diğer yandan ilgili proje hakkında halkın katılım toplantılarının yoğun itirazlar neticesinde gerçekleşmediği halkın katılım süreçlerinin demokrasiye uygun bir şekilde işletildiğini düşünüyor musunuz?
7- Bilindiği üzere deniz çayırları bitkisi, Akdeniz’de yoğun olarak bulunmakla birlikte gerek iklim değişikliği gerekse denizler ekosistemi için önemli bir canlı türüdür ve Aydıncık denizalanı bu tür açısından önem arz etmektedir. Deniz bilimleri/biyolojisi konusunda uzman akademik kurum ya da kuruluşlara, balık çiftliklerinin etkileyebileceği deniz çayırı gibi özel habitatların etkilenme durumu hakkında detaylı bir akademik temelli değerlendirme raporu hazırlanmış mıdır?
8- Bakanlığınızın denizlerimize balık çiftlikleri gibi kirli yatırımlar öngermek yerine bizler için yaşamsal öneme sahip denizlerin güncel durumu ve karşı karşıya olduğu tehlikeler konusunda çalışmalar yürütmek adına sayısız infografik ve yazı ile paydaşları ve sektörleri bir araya getirecek olan ve Akdeniz’in geleceğini sürdürülebilir yaklaşım ile ele alacak olan ‘Deniz Atlası’ çalışmaları bulunmakta mıdır?