Kış, “Bu gözaltı borsada 831 milyar TL’lik kayba yol açtı. Merkez Bankası’nın 28 milyar doları buhar oldu. Bu parayla her bir emekliye bizim teklif ettiğimiz bir değil, tam iki asgari ücret tutarında ikramiye verilebilirdi..."
Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili Gülcan Kış, TBMM Genel Kurulu’nda Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik öngören torba yasa teklifinin 11. maddesi üzerine partisinin grubu adına söz alatak, iktidarın halkın gerçek sorunlarını görmezden gelen anlayışını sert sözlerle eleştirerek, kamu mallarının geçmişte kimlere ve nasıl devredildiğiyle ilgili hesap verilmesini istedi.
Kış, faaliyet izni kaldırılan vakıf üniversitelerine bedelsiz olarak devredilen taşınır ve taşınmazların Hazine’ye iade edilmesine ilişkin düzenlemeleri eleştirdi.
İlgili düzenlemenin eksik ve denetimsiz olduğunu vurgulayan Gülcan Kış, “Bugüne kadar kamu malları kime devredildi? Hangi vakıf üniversiteleri haksız kazanç sağladı? Kamu zararı ne kadardır? Bu soruların hiçbirine komisyonda cevap alamadık” dedi.
Kış, “Eğer kamu zararına yol açıldıysa, bunun geçmişe dönük hesabı da sorulmalıdır. Ama bu teklif, kamu mallarının kimlere peşkeş çekildiğini gizliyor, bu da açıkça bir örtbas girişimidir.” ifadelerini kullandı.
“Sadaka gibi bayram ikramiyesiyle halkla alay ediliyor...”
Konuşmasında sosyal adaletsizliklere de dikkat çeken Kış, torba yasada emeklilere yönelik bayram ikramiyesinin yalnızca 1.000 TL artırılmasını da sert dille eleştirerek, “Evet, sadece bin TL. Muktedirlerin bir kişilik iftar menüsünü bile karşılamayacak bir meblağ bu. Bu bir zam değil, sadakadır, sadaka." dedi.
Kış, Türkiye’nin 19 Mart’ta yaşadığı ekonomik çöküşe de değindi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı gün 10 milyar dolarlık rezervin yakıldığını vurgulayan Kış, “Bu gözaltı borsada 831 milyar TL’lik kayba yol açtı. Merkez Bankası’nın 28 milyar doları buhar oldu. Bu parayla her bir emekliye bizim teklif ettiğimiz bir değil, tam iki asgari ücret tutarında ikramiye verilebilirdi.
Seçimle yenemediğinizi yargı eliyle devre dışı bırakmaya çalışıyorsunuz. Bu halkın iradesine açık bir müdahaledir. Silivri Cezaevi’nde yer kalmadı, tutuklananları Vatan Emniyet’e geri gönderdiniz. Yetmedi, Şişli Belediyesi’ne kayyım atadınız. Kent lokantalarını kapattınız. Bir tas çorbayı bile halktan esirgeyenlerin ‘adalet’ kelimesini ağzına alması bu ülke adına utanç vericidir.
Bu kürsüden açık şekilde ifade ediyoruz: Ekrem İmamoğlu’nu tutuklayabilirsiniz ama bu halkın umudunu asla tutuklayamazsınız. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in dediği gibi, artık Ekrem İmamoğlu milletimize emanet bir Cumhurbaşkanı adayıdır.
Bugün meydanlar sadece bir aday için değil, halkın sesi için doluyor. Toplumun vicdanı harekete geçmiştir. İktidara düşen görev bu sese kulak vermektir. Bu karar, bu ülkenin kaderini değiştirecek güçtedir. Gençler bu ülkeden gitmek değil, bu topraklarda eşit ve özgür bir yaşam kurmak istiyor. Kadınlar korkmadan yaşamak, anneler çocuklarının geleceğini yurt dışında değil kendi ülkesinde aramak istiyor.
Şunu açıkça söylüyoruz: Türkiye bir seçimin eşiğindedir çünkü bu ülkenin geleceği halkın iradesine dayanacaktır. Bu sese sırtını dönen hiçbir iktidar ayakta kalamaz.”görüşlerini dile getirdi.
