Sodyum-iyon pillerin sıfır voltajda taşınabiliyor olması, nakliye sırasında oluşabilecek yangın risklerini de en aza indiriyor. Dahası, bu teknoloji lityum-iyon pillerde kullanılan kobalt, bakır ve grafit gibi çevreye zarar veren madencilik faaliyetlerine olan bağımlılığı azaltma potansiyeline sahip. Sodyum ise doğada, özellikle deniz suyunda ve yer kabuğunda bol miktarda bulunuyor.
Japon donanım markası Elecom, sodyum-iyon pil teknolojisini kullanan dünyanın ilk powerbank modelini piyasaya sürdüğünü duyurdu. Bu yeni ürün, geleneksel lityum-iyon pillere kıyasla önemli ölçüde daha uzun çevrim ömrü ve aşırı sıcaklık koşullarında çalışma yeteneği sunmayı hedefliyor.
DE-C55L-9000 adı verilen model, dış görünüşü itibarıyla piyasadaki diğer taşınabilir şarj cihazlarına benzese de, içerisinde barındırdığı teknolojiyle dikkat çekiyor. 9.000 mAh kapasiteli bu powerbank, 45 W USB Tip-C ve 18 W USB Tip-A bağlantı noktaları ile şarj durumunu gösteren LED göstergeleri bir arada sunuyor. Cihaz, yuvarlatılmış köşelere sahip kompakt bir tasarıma sahip. Sodyum-iyon piller, temel çalışma prensipleri bakımından lityum-iyon pillerle büyük benzerlik taşıyor. Ancak katot malzemesi olarak lityum yerine daha bol ve ucuz olan sodyum kullanılıyor; elektrolit kısmında ise lityum tuzları yerine sodyum tuzları tercih ediliyor. Bu da, lityum, kobalt ve bakır gibi değerli metallerin madenciliğine olan ihtiyacı azaltıyor.
Elecom’un powerbank’i, -34 °C ila 50 °C arasında güvenli bir şekilde çalışabiliyor. Bu özelliği, özellikle zorlu dış ortam koşullarında çalışan kullanıcılar için önemli bir avantaj sağlıyor. Ayrıca sodyum-iyon teknolojisinin daha düşük yangın riski taşıması, cihazı güvenlik açısından da öne çıkarıyor. Yeni teknolojinin en dikkat çekici yönlerinden biri ise çevrim ömrü. Elecom, bu powerbank’in 5.000 şarj döngüsüne kadar dayanabileceğini belirtiyor. Bu, geleneksel lityum-iyon pillere kıyasla beş ila on kat daha uzun bir kullanım ömrü anlamına geliyor. Xx Sodyum-iyon teknolojisi aslında 1970’lerden bu yana geliştiriliyor. Enerji yoğunluğu lityum-iyon pillerden düşük olsa da, daha düşük kWh maliyeti sunabilmesi, onu uzun vadede cazip bir alternatif haline getiriyor. Üstelik mevcut lityum-iyon üretim hatlarında büyük bir değişikliğe gerek kalmadan üretilebilmesi, bu teknolojinin yaygınlaşma potansiyelini artırıyor.
Sodyum-iyon pillerin sıfır voltajda taşınabiliyor olması, nakliye sırasında oluşabilecek yangın risklerini de en aza indiriyor. Dahası, bu teknoloji lityum-iyon pillerde kullanılan kobalt, bakır ve grafit gibi çevreye zarar veren madencilik faaliyetlerine olan bağımlılığı azaltma potansiyeline sahip. Sodyum ise doğada, özellikle deniz suyunda ve yer kabuğunda bol miktarda bulunuyor.
Elecom’un sodyum-iyon pilli powerbank’i Japonya’da sınırlı sayıda ve 9.980 yen (yaklaşık 67 ABD doları) fiyatla satışa sunuldu. Bu fiyat, benzer kapasiteye sahip (10.000 mAh) Anker powerbank modellerine kıyasla oldukça yüksek; Anker’in ürünleri genellikle 16–24 dolar aralığında satılıyor. Ayrıca Elecom’un ürünü 350 gram ağırlığında ve bu da Anker’in 212–244 gramlık modellerine göre daha ağır. Bu fark, sodyum-iyon hücrelerin daha düşük enerji yoğunluğuna sahip olmasından kaynaklanıyor.
Bu durum, sodyum-iyon teknolojisinin elektrikli araçlar gibi enerji yoğunluğu açısından kritik alanlarda yaygınlaşmasının önünde bir engel oluşturuyor. Ancak kısa menzilli araçlar ve sabit enerji depolama sistemleri gibi alanlarda bu teknolojinin yakın gelecekte daha fazla kullanılacağı öngörülüyor.
Sonuç olarak, bu powerbank yüksek fiyatı ve ağırlığıyla her kullanıcıya hitap etmese de, 5.000 döngüye kadar dayanıklılığı ile günlük kullanımda 13 yıla varan bir ömür sunabilir. Dahası, bu ürün, sodyum-iyon teknolojisinin tüketici elektroniği pazarındaki ilk büyük adımlarından biri olarak batarya teknolojisinin geleceğine dair önemli ipuçları veriyor.