Akkuyu Nükleer Santrali’nin gündeme gelmesinden başlayarak kurulmaması adına direnen Çevre Örgütleri, doğa ve insanlık adına üstlendikleri sorumluluğu kararlılıkla savunuyorlar…

Toplumun taleplerini dikkate almadan oldubittiye getirilerek projelendirilip inşasına başlanan Nükleer Santral, hem çevre hem de deniz canlıları adına tehdit oluştursa da, uygulayıcılar götürülerini görmezden gelerek projeyi bir an önce sonlandırma uğraşında.

Adana Çevre ve Tüketici Koruma Derneği, Mersin Çevre ve Doğa Derneği, Antakya Çevre Koruma Derneği, İskenderun Çevre Koruma Derneği, Tarsus Çevre Koruma Kültür ve Sanat Merkezi Derneği güç birliğiyle Akkuyu sorununu geçtiğimiz günlerde yargıya taşıdılar.

İnşaatın durdurulması adına yargıya başvuran Çevre Örgütleri,” Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve Türkiye halkının geleceği için açık bir MİLLİ GÜVENLİK SORUNU olan Akkuyu nükleer projesi için İKLİM BİLİMCİLERİN de yer alacağı bir heyet tarafından DENİZEL EKOSİSTEMDE SOĞUTMA SUYU YETERLİLİĞİ açısından ÇED RAPORU ALINMASI ve soğutma suyu açısından ÇED raporu gerekliliği tamamlanıncaya dek Çevre-Şehircilik-İklim Değişikliği Bakanlığı nezdindeki tüm izin, ruhsat, lisans ve raporların askıya alınarak soğutma suyu açısından alınacak ÇED raporunun bekletici sorun yapılmak suretiyle inşaatın durdurulması…”yönünde açtıkları davanın takipçisi olunması adına kamuoyundan destek istiyorlar.

Bilimsel verilere dayanarak yaptıkları oylumlu başvuruda,” ÇED raporunun bekletici sorun yapılmak suretiyle inşaatın durdurulması “talepli olarak 31.10.2022 tarihinde yapılan idari başvurunun zımnen reddine yönelik idari işlemin iptali, dava konusu idari işlem “uygulanmakla etkisi tükenecek idari işlem “ niteliğinde olup telafisi imkânsız zarar ve açık hukuka aykırılık şartları birlikte gerçekleştiğinden İYUK md. 27 v.d. maddeleri gereğince davalı İdarenin savunması alınmaksızın YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA, incelemenin DURUŞMALI yapılmasına ve adli yardım talebimizin kabulüne, DANIŞTAY Kanununun 24/ c maddesindeki ‘ülke çapında ‘ ibaresinin Anayasanın 3, 36,125 ve 138. Maddelerine aykırı olduğundan iptali için Anayasa mahkemesine itiraz edilmesine, neticeten davamızın KABULÜNE, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalı idareye yüklenmesine karar verilmesi talebidir…”diyen Çevre Örgütleri, sorunun aciliyetine dikkat çekiyorlar.

Konuyla ilgili görüşünü aldığımız yıllardır özveriyle çevre adına yürütülen Mücadelelere öncülük eden Çevre ve Doğa Koruma Derneği Başkanı Sabahat Aslan, kendileri adlarına hiçbir istemleri olmadığını, kentin, çevrenin, doğa ve insanlığın korunmasına dönük sorumlulukları yerine getirmeyi kararlılıkla sürdüreceklerini söyledi.

Mücadelelerinin başarıyla sonuçlanması için kamuoyu desteğine ihtiyaç duyduklarını belirten Aslan,”Toplum olarak çevrenin korunmasına dönük başarılı sınav verdiğimizi söyleyemeyiz. Biz bir avuç çevre dostu yıllardır olumsuzlulara karşı çıkıyoruz. Ne var ki gerekli toplumsal desteği yanımızda görmüyoruz. Geçmişte karşı çıktığımız çevre ihlallerinin bölgemize zarar verdiğini yaşayarak görüyoruz. Halen Mersin’de başta Akkuyu Nükleer Santrali olmak üzere, Atatürk Parkı’nın Liman Sahası’na katılması, Çamlıbel Balıkçı Barınağı odaklı Su Sporları Merkezi Projesi, Taşocakları, yabancı ülkelerden getirilen atıklar vb. kontrolsüz çevre ihlalleri bölgeye tehdit ediyor. Bizler kamuoyu oluşturmak için toplantılar yapıp bildiriler dağıtıyoruz, davalar açıyoruz; ancak yeterli olmuyor. Çünkü başarıya ulaşmak için ilgili kamu kuruluşları, diğer sivil toplum örgüleri ve vatandaşın katılımına ihtiyaç var…”diyerek kamuoyunu mücadelelerine destek vermeye çağırdı.