Necip Milletimiz; şanlı tarihi boyunca kurduğu köklü devletlerle dünyaya yön vermiş, tarihinden, kültüründen,milli ve manevi değerlerinden aldığı güç ve birikimle medeniyet inşa etmeyi başarmış, tarih sahnesine çıktığı günden bugüne hiçbir zaman esaret altında bir yaşamı asla kabullenmemiş daima özgür ve bağımsız bir millet olarak varlığını muhafaza etmiştir.B

u uzun tarih yolculuğunda milletimiz elbetteki türlü çeşit zorluklarla, düşmanların diz çöktürmeye, yıkmaya, yok etmeye yönelik saldırılarıyla karşılaşmıştır.

Ancak bağımsız vatanını canından aziz bilen milletimiz, kutsalına yönelik saldırılara her defasında tek yürek, tek yumruk halinde kenetlenerek karşı koymuş, eşsiz kahramanlıklar ve büyük fedakârlıklar neticesinde vatanımızın birliği ve dirliğini kardeşlik ruhuyla bütünleştirip korumuştur.

Milletimizin tarihte kurduğu en büyük devletlerden biri olarak 600 yıl boyunca üç kıtada var olmak suretiyle dünyaya hükmeden Osmanlı Devleti’nin, Çanakkale’den Yemen’e, Balkanlar’dan Kafkaslar’a kadar geniş bir coğrafyada pek çok cephede aynı anda başarıyla mücadele etmesine rağmen dahil olduğu ittifakın Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedeni olmasını fırsat bilen itilaf devletleri, kutsal vatan topraklarımızın dört bir yanını, Mondros Mütarekesine istinaden kendi aralarında pervasızca pay etmeye kalkmıştır.

Bununla yetinmemiş, kahraman ordumuzun savaş kabiliyetinin elinden alınması, silahlarına el konulması, ordumuz dağıtılması ile işgalleri karşısında direnecek bir yapı bırakmamayı hedefleyerek milletimizin umutlarını kırmaya, inancına ket vurmaya çalışmışlardır.  

Necip milletimizin canıyla kanıyla bin yıldır vatan kıldığı bu toprakların her bir ferdi için taşıdığı paha biçilmez değeri hesaba katmama gafletinde bulunan düşman kuvvetlerinin kurdukları oyunun sorunsuz bir şekilde işleyeceği kibri ve karşılarına hiçbir engel çıkmayacağı zannıyla ülkemizi dört bir yandan işgale başlamaları karşısında; “Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda” inancıyla son neferi kalana dek mücadele etme kararlılığında bütünleşmiş olan milletimiz kale gibi dimdik durmuştur   “Ya istiklal ya ölüm” anlayışıyla hareket eden milletimizin kahraman evlatları, ecdadının taşıdığı ruh ve inancın bu topraklarda daima baki kalacağını kanıtlayarak küllerinden yeniden doğmuş, Kuvayi Milliye çatısı altında birleşmiş ve her bir karış toprağı sıkılsa içinden mübarek şehit kanı fışkıracak vatanımızın dört bir yanında düşmana karşı kurtuluş mücadelesi vermiştir.  

Mondros Antlaşmasının üzerinden henüz bir hafta geçmişken, zihnindeki kurtuluş savaşı meşalesini 19 Mayıs 1919’da Samsun’da yakacak olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, 5 Kasım 1918 tarihinde Mersin’e geldiğinde söylediği; “Bizim için savaş henüz bitmedi, asıl kurtuluş savaşına bundan sonra başlayacağız. Ona göre hazırlıklı olmamız gerekir” sözlerini emir telakki eden Mersinliler, Ülkemizin dört bir yanında olduğu gibi vatan, bayrağı, istiklali ve istikbali için canı pahasına büyük bir mücadele ortaya koymuştur.

Mersin’in yüreği vatan aşkı ile çarpan evlatları yekvücut olarak toprağına sahip çıkmış, el birliği ve güç birliği yaparak vermiş oldukları mücadelelerini 3 Ocak 1922’de elde ettikleri kurtuluş zaferiyle taçlandırmıştır.  

Bugünün nesilleri olarak bizlere düşen, şanlı tarihimizden aldığımız güçle, aziz ecdadımızdan aldığımız ilhamla, geçmişten bugüne kadar verilen mücadeleleri, yapılan fedakarlıkları asla unutmadan, alnımız açık, başımız dik bir şekilde özgür ve bağımsız olarak yaşamamızı borçlu olduğumuz kahramanlarımızın, aziz ecdadımızın mukaddes hatıralarına layık başarılara imza atmak; birlik,beraberlik ve kardeşlik ruhu ile var gücümüzle çalışmayı sürdürmek, kurtuluş gününü kutlamakta olduğumuz Mersinimizi ve Ülkemizi her geçen gün daha da ileri seviyelere taşımaktır.  

Büyük fedakarlıklar ve kahramanlıklar sonucu kazanılan Cumhuriyetimizin 100. yılını üç gün önce geride bıraktığımız 2023 yılında büyük bir gurur ve coşku ile kutladık. Türkiye Cumhuriyetimizi daha da yüceltmek; devlet ve millet olarak sahip olduğumuz bütün bilgi, birikim ve tecrübelerimiz ışığında bilimde, teknolojide, eğitimde,tarımda, sanayide, kültürde, sanatta,bilişimde ve akla gelebilecek bütün alanlarda güzel ülkemizi daha güçlü, daha müreffeh, yarınlara taşımak azimiyle Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına, Türkiye Yüzyılına adım atmış bulunuyoruz.

İkinci yüzyılımızın ilk günlerine tekabül eden 3 Ocak 2024 Mersinimizin Kurtuluşu’nun 102. yıldönümünde, bu yüzyılın her bakımdan tam manasıyla Türkiye Yüzyılı olması için Mersin İli olarak üzerimize düşen katkıyı en güçlü şekilde verme kararlılığında olduğumuzu ifade ediyoruz.  

Bu duygularla; Mersinli saygıdeğer hemşehrilerimin 3 Ocak Kurtuluş Bayramını içten en iyi dileklerimle kutluyor, başta Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, milli mücadele kahramanlarımızı, aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi minnet, saygı ve rahmetle yad ediyorum.