Geçmişte bağında bahçesinde ürettikleriyle kendi yağında kavrulan kırsal kesim sakinleri, tüketim kültürünün çeşitlendirdiği harcamaları karşılamakta güçlük çekiyor.

Ana-babalar çocuk ve gençlerin istek ve ihtiyaçlarını karşılayamamaktan yakınıyorlar.

Kendilerince toparladıkları yeşillik, bakliyat, yumurta, pekmez, nar ekşisi vb. ürünleri merkeze yakın olanlar kaldırımlarda kaldırımlarda açtıkları tezgâhlarda satışa sunarken, kente inme imkânından yoksun olanlar ise evlerinin önünde yoldan geçenleri alışverişe davet ediyorlar…

Aralarında sıkma-börek satanda var, kurutulmuş cennetmeyvesi, kuru üzüm, badem, ceviz, zeytin  ve yağı pazarlayanda.

Görüşünü aldığımız kırsal kesim sakinleri,”Geçmişte tarla ve bahçede ürettiklerimizle kendi yağımızda kavrulurduk. Şimdi geçim zorlaştı, birini alansan diğerine yetişemiyorsun. Özellikle çocuk ve genlerin isteklerini karşılamakta güçlük çekiyoruz. Telefondu, okul masrafı, spor ayakkabısıydı, televizyonlardan gördükleri giyeceklerdi, isteklerinin arkası kesilmiyor. Mecburen daha fazla uğraşıp, kendi nefsimizden fedakârlık edip karşılamaya çalışıyoruz. Ne kadar çabalasakta yetişemiyoruz. Kırsalda üç aşağı, beş yukarı herkesin durumu aynı. Hazırladığımız ürünleri yol boyuna dizip gelip geçenlerin bir şeyler almasını umutla bekliyoruz…”şeklinde konuştular.