Bedir Solmaz | Mayıs  vurgunu… | MERSİN MOZAİK


Bedir Solmaz
Tarih : 27.05.2025
E-Mail : bedirsolmaz@hotmail.com

Mayıs  vurgunu…


Evet, ve bir mayıs ayını daha tarihin raflarına kaldırıyoruz...

Ülkemizin yakın tarihine göz attığımızda olumlu olumsuz birçok önemli olayın mayıs ayı içerisinde gerçekleştiğini görüyoruz. İlkyazın da sonu olan mayıs bazı bölgelerimizde yazın başlangıcı havasında geçtiğinden toplumun vurdumduymaz kesimi tarafından vur patlasın  çal oynasın neşesiyle yaşanır hep...

Ancak yurt ve insan sevgisiyle çarpan yüreklerin, hele hele içinden geçtğimiz süreçete ateş düşmüş harman yerine dönüştüğünden eminim...

Çünkü çiçeklerin meyveye dönüştüğü, köylünün çiftçinin yağmur beklentisi içinde toprağın yekinişini yürekleri ağızlarında izledikleri şu mayıs günlerinde içim yel önündeki yaprak gibi titreyip durdu hep.

Nasıl titremesin ki?

Tüm dünyada emeğin bayramı olarak  kutlanan 1 Mayıs’ta, ülkemizdeki işçi sınıfının tarumar edilmiş olduğu gerçeğini nasıl yok sayabiliriz?

Tam Bağımsız Türkiye” şiarıyla çıktıkları yolda can veren devrimci önderlerin idam edildikleri  6 Mayıs gününde,  onlardan devraldığımız bayrağı yere düşürmenin utancını duyumsamamak elde mi?

Fakir fukaranın tamamen unutulduğu bu kara günlerde“Milletin sırtından doyan doyana / bunu gören yürek nasıl dayana / yiğit muhtaç olmuş kuru soğana / bilmem söylesem mi söylemesem mi…” diye haykıran Mahsuni bizi  yine bu ayda terk etmişti; O’dan yoksun kalışımıza yanarım...

Mustafa Kemal Atatürk’ün 106 yıl önce baş kaldırıp yurttan kovduğu emperyalistlerin değişik yollardan tekrar gelerek sömürülerini sürdürmeleri, üstelik el üstünde tutulmalarına tanıklık etmenin utancı dayanılacak gibi değil…

Bir de gericiliğe dur denildiği için sözde Atatürkçüler tarafından takvimlerden silinen 27 Mayıs var ki sormayın gitsin…

Bugün 27 Mayıs Devrimi’nin 65. yıldönümü. Biz kuşak olarak algılayamadığımız o günlerin değerlendirmesini  topluma sağladığı kazanımlar ile yaşayanların tanıklılıkları doğrultusunda yapıyoruz. Kimi devrim diyor, kimisi darbe!..

İşte o döneme ait bir değerlendirme:

1957 seçimlerinde aldığı oy  muhalefetten  daha az olduğu halde iktidara gelmeyi başaran  DP,  bu tarihten sonra  kendisini iktidara taşıyan demokrasinin tüm ilkelerini ihlal eden bir tutum içine girdi.Toplumdaki desteği azaldıkça tavrını sertleştiren  Başbakan Menderes, gün geçtikçe gücünü parlamentodan alan bir diktatör görünümüne büründü.

1960 Nisanı’nda alelacele Meclis’ten çıkarılan ‘Tahkikat Komisyonu’ yasası, iktidarın giriştiği antidemokratik uygulamaların  en uç noktasıydı.Sonraki günlerde Türkiye hızla bir kaosa sürüklendi. Birbirini izleyen öğrenci olayları da tansiyonu giderek yükseltti.

 Ve ordu sonunda duruma el koydu. Aynı gün bir bildiri yayımlayan Orgeneral Gürsel, amacının asla bir diktatör olmak değil, ‘ memlekete süratle demokratik bir nizam kurmak ve devletin  idaresini  milletin iradesine  terk etmek’ olduğunu açıkladı.

 Halkın geniş desteğini alan  27 mayıs bu anlamda  sadece bir son değil, Türk demokrasisi için  aynı zamanda yeni bir  başlangıçtı. (Cumhuriyetin 80. yılı sayı 13)”  

Günümüzde yaşanan siyasi gelişmelerin o dönemi anımsattığını sıkça dile getiren bazı kalemler, ülkenin yol ayrımında olduğunun altını çiziyorlar.

Hani, “Herkes gider Mersin’e biz gideriz tersine” derler ya, 65 yıl önce yaşananların bırakın tekrarını, düşünülmesi bile ülkemizin içinde bulunduğu hazin durumun göstergesi değil midir?

Bilinen çevrelerce darbe olarak değerlendirilen 27 Mayıs'ın kazanımlarını şimdilerde mumla arıyoruz!

Doğayı ayaklandıran mayıs ayı, içimi karartıp kocamış yüreğimi daraltıyor...

 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 


 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM

mersinmozaik.com © Copyright 2023-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.


URA MEDYA