Basit, çift rakamlardan, altı ve sekizden oluşan bir sayı: altmış sekiz. Üstelik yüze bile ulaşamamış zavallı bir sayı.
İnsanlık tarihini ölçen sayıyla kıyaslanınca hani derler ya ‘esamisi bile okunmaz’. Dünyaya hele de evrene hiç girmeyelim isterseniz.
Öyle mi öyle…
Benim için hiç de öyle değil…
Dişle tırnakla mücadele içinde geçmiş altmış sekiz yıl…
Acıları sevinçlerle yarışmış, derin hüzünlerle harmanlanmış, tarifsiz mutluluklarla yoğrulmuş altmış sekiz yıl…
Hayal kırıklıklarıyla yere serildikten sonra yerden alınan bir avuç umutla tekrar ayağa kalkılmış altmış sekiz yıl…
Anlamsızlaşan, içi boşalan hayatın içine anlam üfürülerek zenginleştirilmeye çalışılan altmış sekiz yıl…
Sevgi ve şefkate kucak açıp, kin ve nefrete fırsat tanımama çabasıyla geçen altmış sekiz yıl…
Dost ve arkadaş biriktirme gayretiyle dolu, bu gayretin yeterli olup olmadığı kuşkusuyla geçen altmış sekiz yıl…
Kendimle ilgili birçok sorunun yanıtı henüz verilememiş altmış sekiz yıl…
Bir iken, iki, daha sonra üç, dört ardından beş, altı ve torun Deniz’in gelmesiyle yedi olunan altmış sekiz yıl…
Yola önceden, beraber ve daha seyrek de olsa, daha sonra çıkan birçok sevdiğimi sonsuz yolculuğuna uğurladığım altmış sekiz yıl…
Sonsuz yolculuğa biraz daha yaklaşıldığını haber veren altmış sekiz yıl…
Dolu, dolu yaşadığım, her geçen yıl pişmanlıklarımdan arındığım, hayat acemiliğimden hala kurtulamadığım altmış sekiz yıldan söz ediyorum.
Sadece yaşamanın, yaşıyor olmanın kıymetli olduğunu fark ettiğim, bu farkındalığı umutsuzca içselleştirmeye çalıştığım altmış sekizinci yaşım üzerine yazıyorum.
Sıra dışı olmanın matah olduğunu düşünüp, olamadığım için dertlendiğim yıllardan sonra, belki beceriksizliğimden, belki çaresizliğimden ama samimiyetle sıradan kişiliğimi kabul ederek kutlayacağım altmış sekizinci yaş günümü.
Hayatıma dokunmuş, hayatlarına dokunduğum tüm sevdiklerime, sevenlerime minnettarım.
Sevemediklerim oldu, sevemeyenlerimle de... Zaman zaman dertlensem de ‘C’est la vie’ diyerek yoluma devam ediyorum.
Evrende bir toz zerresinden öte bir şey olmadığımın farkına vararak, bu farkındalığın huzuruyla ( sahi bunu içselleştirebildim mi?) altmış sekizinci yaşıma hoş geldin diyorum…
Kaldığını umduğum yıllarıma da sakinlik diliyorum