Nedim İnce | MUTLULUĞUN RESMİ | MERSİN MOZAİK
Nedim İnce

Nedim İnce

MUTLULUĞUN RESMİ


Son hafta yaşadıklarımı tuvale dökme becerim olsa, resmin adını ‘Mutluluğun Resmi’ olarak koyardım. Büyük bir olasılıkla resme bakanlar da o mutluluğu hissederlerdi.

Bu sene üçüncüsü düzenlenen ‘3. Gönen Kültür ve Kitap Günleri’ etkinliğinde panellere, panellerden sunumlara ve söyleşilere ve de poster oturumuna kadar her şey vardı.

Gönen’de Gönen Kent Konseyi’nin genç, birikimli ve çalışkan başkanı Samet Arıker, eşi Merve Arıker’in büyük desteğiyle, Gönen Belediyesi ve Gönen Kent Konseyi birlikteliğiyle üç senedir düzenlenen Gönen Kültür ve Kitap Günleri’nin baş mimarlarındandı.

Gönen Kaymakamlığının desteğiyle 3. Gönen Kültür ve Kitap Günleri’ne katılan okulların öğrencileri etkinliği şenlendirdi, enerjisini yükseltti.

Ben de iki gün boyunca kitaplarımı imzaladım, Gönen ADD, Gönen Pomaklar Derneği, Hasanabey İlköğretim ve Ortaokul Aile Birliği yanı sıra, köylülerim, Gönenliler, dost ve arkadaşlarımla kitaplarımı ve mutluluğumu paylaştım.

Turpun büyüğü heybede misali, mutluluğun büyüğü daha sırsını bekliyormuş.

Okul Aile Birliğinin daveti, okul idaresinin kabulüyle altmış sene önce sıralarında oturduğum ve mezun olduğum köy okulunu ziyaret ettim. Öğretmenleriyle tanıştım. Mini bir imza etkinliğiyle öğretmen ve okul çalışanlarına kitaplarımı hediye ettim.

Öğrencilerin hazır olduğu söylendi ve bir sınıfta onlarla buluştum. Karşımda cıvıl cıvıl öğrenciler, kürsüde altmış sene öncenin ruh halindeki ben, coşkulu, benim için duygu yüklü bir söyleşi yaptık.

Kendimi tanıttıktan sonra öğrencilerin sordukları sorular yönlendirdi sohbeti. Ben hekimlikle ilgili soruların ağırlıkta olacağını düşünürken tam tersi oldu. Edebiyat, kitap, yazma üzerineydi hemen hemen soruların tümü.

Birlikte olmak beni ayrı bir duygu dünyasına götürmüştü zaten ama sorulardan sonra ayaklarım tamamen yerden kesildi.

Çocuklar için, gençler için yetişkinler tarafından zaman zaman dile getirilen umutsuzluğun yersiz olduğunu söylerdim hep, söylediğimin ne kadar isabetli olduğumu yaşayarak görüyordum.

- Yazmaya nasıl başladınız?

- Ne zaman yazar olmaya karar verdiniz?

- Yazmak zor mu?

- Yazmak insana ne gibi özellikler kazandırıyor?

- Kitaplarınızı tanıtır mısınız?

- En çok sevdiğiniz yazarlar kimler ve neden?

- En çok sevdiğiniz kitabınız?

- Gerçekleştiremediğiniz hayaliniz var mı?

- Yazarken hiç zorlandığınız bir kitabınız oldu mu?

- Bir mevsim üzerine bir kitap yazmak isterseniz bu hangi mevsim olur ve o mevsimi neden seçersiniz?

Karşımda on iki, on üç, on dört yaşında pırıl pırıl çocuklar, gözlerinin içi gülerek daha anımsayamadığım birçok soruyu gürül gürül akan bir ırmak gibi bana yöneltmeyi sürdürdüler.

Esrimiş bir şekilde sorularını yanıtlarken adeta başka bir evrendeydim.

Dilimde Ahmet Arif’in mısraları;

Gözlerinden / Gözlerinden öperim / Bir umudum sende / Anlıyor musun?

Gözlerimin önünde mutluluğun resmi…

Çok mutluydum çok!



ARŞİV YAZILAR