Bedir Solmaz | ...daha çok dizimizi döveriz! | MERSİN MOZAİK
Bedir Solmaz

Bedir Solmaz

...daha çok dizimizi döveriz!


İçinden geçtiğimiz yakıcı süreçte toplum olarak olabildiğince edilgenleştik...

Binlerce insanın yaşamını kaybettiği başta deprem yıkımı olmak üzere acı olaydan ders aldığımız söylenebilir mi? 

On yıllar var ki ne deprem bilimcilerin uyarılarına kulak veriliyor ne de bir ucundan depreme dayanıklı kentleşmeye başlandı!

Peş peşe tetiklenen kanlı savaşlarda akıtılan onca kan ve gözyaşına karşın bırakın ders almayı gün geçtikçe daha da canavarlaşıyoruz...

Çoğul dil kullanıyorum, çünkü neden sonuç ilişkisi bileşkesinde hiçbirimiz masum olmayıp, yaşanan çirkinliklerde pay sahipleriyiz.

İstemimiz dışında geldiğimiz dünyada geçmişten miras aidiyetleri sorgulamak bir yana, güdüsüne kapılıp alın teri dökerek yonttuğumuz taşları kendimize ulaşmak yerine yıkıma giden yollara döşüyoruz...

Sayızca çoğaldıkça kendimize daha çok yabancılaşıp, canımızdan kopan çocuklarla boğazlaşıyoruz...

Tekrar güncel gerçeğin altını çizecek olursak, doğrudan zarar görmemenin tesellisiyle“Olaylarda bir sorumluluğum yok…” diyerek köşeye çekilebilir miyiz?

Topluca dolandığımız ihmalkârlık sarmalında daha çok acı çekeceğimiz günlerin tohumunu kendimiz ektik…

Kentlerin gelişim ve değişimine yön veren istisnasız tüm belediyeler, hizmet kurumu kimliğinden uzaklaşarak birer rant dağıtım merkezine dönüştü!

Kutuplaştırılan toplumda, politikacılar seçimlerde hizmet yerine aidiyetlerini pazarlayarak oy devşiyor!

Çağdaş kentleşmeyi düşünen neredeyse yok gibi!

Kentin ihtiyacı olan planlar politik ve ekonomik hesaplara kurban gidip yaşama geçirilemiyor!

Mersin’in her tarafında verimli tarım alanlarını yutan beton egemenliği var! 

Oysa çocukluğumuzun kenti daha güzel ve yaşanasıydı!

Mersin’in yapı stokunun büyük bölümünün kullanım ömrünü tamamladığı teknik çevrelerce sürekli dillendirilmesine karşın kentsel dönüşüm adına ihtiyaç duyulan ölçüde girişim yok! 

Olası bir depremde yılların yorgunu yapıların taşıdığı riski sorgulayan var mı?

Benzeri birçok soru daha sıralanabilir!

Ancak önemli olan sorunları saptamak değil, sorumluluğu üstlenip çözüme yönelmektir! Aksi durumda Anadolu'nun yerleşik sözüyle daha çok dizimizi döveriz!



ARŞİV YAZILAR