Barış Eroğlu | Sadık Olmak | MERSİN MOZAİK
Barış Eroğlu

Barış Eroğlu

Sadık Olmak


Topraklarında çıplak ayak dolaşarak düşe kalka büyüdüğüm bir dağ köyünün temiz havasını solurken, içimi ferahlatan o kokuyu burnumda değil ruhumda hissediyorum. Taze bahar kokusu gibi…

 

Bahçemdeki yasemin, benden tek bir şey ister: su. Fazlasını istemez. Ne lüks ister ne ilgi bekler. Güneşin kavurduğu günlerde bile, bir tas suyla dirilir; sanki teşekkür edercesine mis gibi kokular salar etrafa. Her defasında sessiz bir sadakatle karşılar beni. “Geldin, biliyorum” der gibi... 

 

O sade, gösterişsiz ama içten varlığıyla bana hep aynı şeyi hatırlatır: gerçek bağlılık, sessizliğin içinde bile varlığını hissettiren sadakattir. 

 

Ne yazık ki insanlar, doğallığını çoktan kaybetti. Artık dostluklar, çıkarın gölgesinde büyüyüp bir menfaat rüzgârında savruluyor. Bir zamanlar “arkadaşım” dediğimiz insanlara güvenmek zorlaştı. Çünkü herkesin maskesi, yüzünden daha sık değişir oldu. Oysa dostluk, bir yasemin gibi sessiz ama güçlü kokmalıdır; varlığı huzur vermeli, yokluğu eksiklik yaratmalıdır.

 

“Dost dediğin; varlığıyla övündüğün, yokluğunda üzüldüğün insandır.” 

— Can Yücel 

 

Dostlukta sadakat; birinin arkasını kollamak, onun düşerken elinden tutmak, yokken adını korumaktır. Gerçek dost, menfaatin değil, vicdanın yanında durandır.

Bir dostun yokluğunda da varlığında da aynı kelimeleri söyleyebilmek, işte o zaman yüreğin tertemizdir. 

 

Ama sadakat sadece dostlukta değil, duygusal ilişkilerde de insanı insan yapan en büyük sınavdır. Sevdiğin insana karşı dürüst olmak, onun kalbine ihanet etmemek…

Birini sevmek, onun güvenini kazandıktan sonra o güveni taşımayı bilmektir. Aşk, yalanla değil, doğrulukla yeşerir. Bir kelimeyle yıkılan güvenin yerini hiçbir sevgi dolduramaz. Çünkü sevgi, ancak sadakatle nefes alır.

Dürüstlük olmadan söylenen “seni seviyorum” cümlesi, kokusuz bir çiçektir; güzelliği vardır ama ruhu yoktur. 

 

Ve en kutsal bağ olan evlilikte… Evlilik, iki insanın birbirine söz vermesidir; sadece “iyi günde” değil, her günde, her şartta yanında olma sözü…

Orada sadakat, bir duygudan çok bir karakter meselesidir. 

Doğruluk, iki yüreği bir arada tutan görünmez bir köprüdür. 

Bir evlilikte güven bir kez kırıldı mı, onu tamir etmek zordur. O yüzden dürüstlük, sevginin değil, evliliğin omurgasıdır. 

 

Bugün birçok insan “sadakat” kelimesini eskimiş, geçerliliğini yitirmiş bir değer gibi görüyor. Oysa o, hâlâ insan olmanın en asil ölçüsüdür. 

Dürüstlük, dostlukta huzurun, aşkta güvenin, evlilikte sonsuzluğun sırrıdır.

İnsan ilişkileri de öyle değil mi? 

Sevgiye su, güvene emek, sadakate yürek verdiğinde; hayat, yasemin gibi kokar…

Temiz, huzurlu, içten…



ARŞİV YAZILAR