MÜLAKAT
‘Mülakat demek torpil demek!’*
‘Mülakatın olduğu yerde adalet olmaz. Mülakat adaletin katilidir. Mülakat ehliyeti öldürür. Mülakat liyakati katleder...’**
Bu sözleri okuduğum iki ayrı haberden alıntıladım. Üye sayısı bakımından ilk sıralarda yer alan iki farklı eğitim çalışanları sendikası yetkilisinin mülakatlar konusu hakkındaki görüşlerini içermesi bakımından önem arz ediyordu. Gerçek anlamıyla:
‘İşe alınacak kişiyi belirlemek amacıyla aday kişilerle yapılan yüz yüze görüşme ve konuşma eylemi olan ‘mülakat’ için neden böyle ifadeler kullanıldığını az çok tahmin edebiliyorsunuzdur. İşin niteliklerine en uygun kişiyi belirlemek için uygulanan mülakatın, özellikle kamu kurumlarına personel alımlarında, adil bir şekilde uygulandığı konusunda tartışmalar sürmektedir.
Genel seçimler öncesinde Sayın Cumhurbaşkanının ‘kamuda mülakatları kaldıracağız’ açıklaması sonrasında atama bekleyen binlerce öğretmen bu durumdan memnuniyetini dile getirmişti. Son günlerde tartışmanın yeniden alevlenmesinin sebebi ise Sayın Milli Eğitim Bakanının yaptığı açıklamalar olmuştur. Sayın Bakan açıklamasında, ‘Cumhurbaşkanımız mülakatların uygulanış biçimiyle ilgili rahatsızlığını dile getirdi. Biz de mülakatları, mülakat gibi yapmaya karar verdik’ sözlerine yer vererek geçmişte yapılan mülakatları eleştirmiş ancak mülakatların da uygulanmaya devam edeceğini bildirmiştir.
Yıllardır süren mülakat karmaşası ve adaletsizliği karşısında yeniden mülakatı savunmak ve uygulamaya almak öğretmen adaylarının güvenini zedelemektedir.
Sayın Bakan açıklamasında atama bekleyen öğretmenlere uygulanacak mülakatın en az 45 dakika süreceğini ve bu süre içerisinde öğretmenlerin ders anlatma becerilerinin gözleneceğini de dile getirmiştir. Öğrencisiz bir ortamda, etkileşimsiz olarak, ders öncesi konuya hazırlık ve planlama yapmadan, jüri karşısında yapılacak bu mülakatla, öğretmenlik becerilerinin nasıl ölçülebileceği de ayrı bir tartışma konusu olmuştur.
Eğitim fakültelerinden mezun olduktan sonra KPSS’den yüksek puan alarak atanmak için sıra bekleyen öğretmenlere bir de mülakat şartı getirmek, ‘Öğretmen yetiştirme sistemine güvensizlik mi duyuluyor?’ sorusunu da gündeme taşımaktadır. Bu konuyla ilgili eksikliğin ortadan kaldırılması amacıyla öğretmen liselerinin yeniden açılması, oradan mezun olacak öğrencilere üniversitelere girişte ek puanlar verilmesi, eğitim fakültelerinin sayısının azaltılarak niteliğinin arttırılması, ‘Okul Deneyimi’ adlı uygulama derslerinin eğitim fakültelerinde 4 yıl boyunca verilmesi gibi süreci ele alacak düzenlemelerin yapılması daha başarılı sonuçlar verebilecektir.
Bilimde, sanatta, ekonomide ve diğer birçok alanda gelişmişlikten bahsedilebilmesi için yüksek nitelikli bir eğitimin uygulanıyor olması gerçeği tüm kesimlerce kabul edilir. Bir ülkenin gelişerek ilerleyebilmesi, iyi eğitim almış ve iyi eğitim verebilecek öğretmenlerin varlığına bağlıdır. Dolayısıyla donanımlı öğretmenlerin yetişmiyor olması demek, o ülkede birçok meslek üyesinin ve vatandaşın doğru yetişmiyor olması sonucunu doğurmaktadır. Bu gerçekten hareketle 1848 yılında Darülmuallimin kurulması ile başlayan öğretmen yetiştirme süreci, Yüksek Öğretmen Okulları, Köy Muallim Mektepleri, Köy Enstitüleri, İlköğretmen Okulları ve son olarak eğitim fakültelerine öğrenci hazırlamak amacıyla kurulan Anadolu Öğretmen Liseleri ile 2014 yılına kadar devam etmiştir Günümüzde ise bu yük sadece eğitim fakültelerine bırakılmıştır.
Öğretmen yetiştirme süreci ile ilgili görüşlerimizi bir başka yazımızda paylaşacağımızı belirterek ana konumuz olan ‘mülakat’ konusuna yeniden dönmek istiyorum.
Mülakat yöntemi ile öğretmen seçimine olan itirazların nedeni şüphesiz ki geçmiş uygulamalarda görülen yanlışlıklardır. Mülakat sisteminin değerlendirme ölçütlerinin esnekliği bakımından kayırmacılığa en uygun sistem olduğu bilinmektedir. Bu durum işe alımlarda birçok şaibeye de sebep olmaktadır. Dolayısı ile mülakat sistemi adalet duygusunu zedelemektedir. Eğitim fakültelerini başarı ile tamamlamış, KPSS’den atanabilecek bir puan almış öğretmenlerin mülakat sistemi ile atama dışında kalması devletimiz adına büyük kayıptır. Mevcut mülakat sistemleri ile birçok liyakatli öğretmen, öğrenciler ile buluşamamaktadır.
Konu ile ilgili olarak bir başka eğitim çalışanları sendikası başkanının açıklamalarına yer vererek yazımızı sonlandırmak istiyorum:
‘Bu ülkede konu mülakatın içeriği değil bizzat kendisidir.
Kamu personel alımında bugüne kadar şeffaf, objektif, hakkaniyetli mülakat ne zaman yapılabilmiş ki?
Ve bugüne kadar mülakatla ilgili açılan tüm davaları idare kaybetmiştir.
4 yıllık eğitim ve diploma
3 ayrı yazılı sınav
Yetmiyor güvenlik soruşturması
Yetmiyor mülakat
Bence öğretmen atamalarını bir sırat köprüsü ekleyerek tamamlayın’***
Alıntılamalar:
* NeJla KURUL: Eğitim-Sen Genel Başkanı
** Talip GEYLAN: Türk Eğitim-Den Genel Başkanı
*** Oğuz ÖZAT: Eğitim Gücü-Sen Genel Başkanı