Barış Eroğlu | DİSLEKSİ | MERSİN MOZAİK
Barış Eroğlu

Barış Eroğlu

DİSLEKSİ


Disleksi, bir zekâ sorunu olmayıp dil temelli öğrenme güçlüğüdür. Nadir görülen bir sorun olan disleksinin en sık görülen belirtisi, bir metin okurken sözcüklerin şifresini çözme konusunda yaşanan problemlerdir. Disleksi, özellikle çocuklarda normal hızda, kolay ve hatasız okuma konusunda zorluk çekilen özel bir problem olarak tanımlanır. Disleksi sorunu yaşayan çocukların sanılanın aksine genellikle zeki oldukları görülür.

Çocukluk çağında daha sık görülen disleksinin ilk göstergeleri okuma yazma çalışmaları ile fark edilir. Bu sorunu yaşayan çocuklar akranlarına göre heceleme, okuma ve yazma konularında problem yaşarlar. Bu nedenle ön tanılama genellikle öğretmenler tarafından yapılır. Ancak kesin tanı konunun uzmanı hekimler tarafından konulabilir. Öğretmenler öğrencileri ile birlikte yaptıkları çalışmalar sırasında şu belirtiler ile karşılaştıklarında öğrencilerini izlemeye alırlar:

Okumada güçlük,

Okuma ve yazmanın yavaş şekilde yapılması,

Okuduğunu anlamada ve zihne işlemede sorun yaşama,

Harfleri karıştırma ve ters yazma,

Olayların oluş sırasını karıştırma,

"d,b" veya "p,q" gibi benzer şekillere sahip harfleri ayıramama,

Günleri, ayları sıra ile söylemede zorlanma, vb …

Disleksi sorunu yaşayan çocuklarda zamanla özgüven problemi, derslerden uzaklaşma gibi durumlar görülebilir. Arkadaşları ile ilişkilerinde de bu nedenlerden dolayı sorunlar olabilir.

Disleksinin bilinen ilaçlı bir tedavisi yoktur. Genellikle yaşam boyu devam eder. Ancak etkilerini azaltmak için bir takım çalışmalar yapılabilir. En önemlisi de öğretmen ve öğrenci arasında bağ oluşturabilmektir. Aile ve öğretmen öğrenciye karşı sabırlı olmalıdır.

Disleksinin etkilerini azaltmak için öğrencimizle şu çalışmalar yapılabilir:

Çocuğunuzun beyninin daha kolay tanımlayabileceği belirli yazı tiplerini kullanma,

Artikülasyon problemlerini (konuşma sesi öğelerini yanlış, eksik veya güçlükle üretmesine sebep olan motor konuşma bozukluğu) ele almak için konuşma ve dil terapisi alma,

Kelimeleri harflerine ayırarak ve semboller kullanılarak konuşma seslerinin her birinin farklı bir karakterle gösterilmesini içeren fonemik farkındalığın öğretilmesi,

Okurken güçlük çekilen kelimeleri tekrar tekrar okutarak pratiklik kazandırmak,

Yazılı ve sözlü kelimelerle birlikte 5 duyu organına da etki eden nesnelerden faydalanılarak çoklu duyusal terapinin kullanılması

Sınıf içi etkinlikler yeterli gelmediği durumlarda çocuğa bu alanda uzmanlaşmış kişiler tarafından bireysel yada grup halinde özel bir eğitim verilmesi gibi çalışmalar yapılabilir.

Son olarak, disleksi konusunda sizlerde farklı bir bakış açısı yaratabilecek ve birçok öğretmenin de izlemiş olduğunu düşündüğüm bir film önerisi ile yazımızı sonlandıracağım.

Bu film 2007 yılı yapımı Aamir Khan’ın yönettiği Yerdeki Yıldızlar (Taare Zameen Par) adlı filmdir.

İzleyeceğiniz bu film çevrenizde bu tür bireylerin olduğu konusunda sizlerde büyük bir farkındalık yaratacaktır. Disleksi problemi yaşayan çocukların özel çocuklar olduğunu, bu çocukların tembel, başarısız, beceriksiz, geri zekâlı olmadığını ve hatta bu çocuklar arasında sıklıkla dahi denilecek derecede bireyler görülebildiğini de daha iyi anlamış olacaksınız.

Unutulmamalıdır ki,

Albert Einstein, Leonardo da Vinci, Tom Cruise ve Mickey Mouse çizgi film karakterinin yaratıcısı Walt Disney gibi ünlüler de disleksiye sahipti. Önemli olan bu durumu avantaja çevirecek şifreyi öğretmektir yani onlara öğrenmeyi öğretmektir.



ARŞİV YAZILAR