Mihrican’da mutlu yaşanmışlıklara tanıklık etmiş bazı evler var ki yıllardır kapıları açılmazken, bazıları da kaderlerine terk edilmiş viraneye dönüşmüş durumda.
Fındıkpınarı girişinden sağa sapılarak yaklaşık 5 kilometre yol kat edilerek ulaşılan Mihrican, sanki kuralsızca açılan alışveriş merkezlerine kurban edilerek gözden düşen tarihi Mersin’in kaderini yaşıyor gibi.
Torosların suynu denize ulaştıran dere ve 1968 yılında meydana gelen büyük selde yıkılan üzerindeki köprüye ismini veren kentin en eski ailelerinden olan Müftülerin, sahilin sıcaklarından korunmak için yurt tuttukları kendine özgü güzellik ve özellikleriyle bilinen yayla, bakımsız tozlu yolları, yıkılmaya yüz tutmuş terk edilmiş bazı evleriyle dikkat çekiyor.
Kimilerinin albenisine kapıldıkları ürünlerinin sarhoşluğuyla kutsadıkları Tüketim Kültürü, uğradığı her yeri kendi kurallarını dayatarak istila ediyor.
Mersin üzerine yapılan değerlendirmelerde yazdıkları referans alınan Av. Şinasi Develi,” Mersin’in eski yaylalardan birisidir. Ama bir özelliği vardır, Zira Mihrican Yaylası Müftü ailesinin yaylası sayılır. Zamanla ailenin azalması, deniz gibi diğer sayfiye yerlerinin meydana çıkması ile eski durumunu kaybetmiş ise de yine bu aileye ait insanlar yaylalarına çıkmaktadırlar.” not düşse de, asıl sorun naif yaşamın sonunu getiren tüketim kültürünün dayatmalarıdır.
Yapı marketlerde pazarlanan ürünlerin sınırlı ölçüde de olsa girdiği yaylada, geçmiş kuşakların gözünü okşayıp yüreklerine sahiplik hazzını dolduran çevresini otlar bürümüş taş duvarlar gözden düşmenin burukluğunu dışa vuruyor.
Mihrican’da mutlu yaşanmışlıklara tanıklık etmiş bazı evler var ki yıllardır kapıları açılmazken, bazıları da kaderlerine terk edilmiş viraneye dönüşmüş durumda.
Çünkü yeni yaşam biçimine yelken açan üçüncü-dördüncü kuşaklar, ulaşımı meşekkatli, sık sık elektriği kesilen, yeşilin her tonuyla bezeli, buz gibi suyunda bütün meyve ve sebzelerin yetiştiği ata yurdunun o güzel havasını solumayı külfet olarak görüyorlar.
Ve onların talepleri doğrultusunda bir zamanlar dışarıya kapalı olma özelliğiyle tanınan yaylada mülkler el değiştirir olmuş!
Motosikleti, “Ne olur bir el atın!” dercesine yalvaran ihmal edilmiş yollarda sürerken, insanlığın hasletlerini kaybetmenin yarattığı hüznün gölgesinde, yıllar önce yaptığım bu haberi paylaşarak 2009 yılında aramızdan ayrılan Mihrican sakini Gündüz Artan Öğretmenim ve 2020 yılında dönülmeze göçen Mersin'i belleği Şinasi (Develi) amacamı çok özleyip ve aradığımı dile getiriyorum...