Gürkan Avcı, “Gençlerimiz ve çocuklarımızda ders kitabından başka kitap okumuyor, hatta ders kitabı bile okumuyor. Halkımız cep telefonuyla ilgilenmeyi, bilgisayarda sörf yapmayı ve televizyon seyretmeyi, birkaç şarkıcının özel hayatını, dedikodularını öğrenmeyi o kadar önemsiyor ki, değil kitap okumayı, cep telefonundan önemli makale ve haberleri de okumuyor, bilgisayarından bilimsel gelişmeleri takip etmiyor, ciddi televizyon programlarını bile izlemiyor…”
Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi- DESAM okuma üzerine yapılan araştırmayı paylaştı.
DESAM Başkanı Gürkan Avcı, verilerle ilgili yaptığı analiz ve değerlendirmesinde, “Türkiye’deki gazete okurlarının yüzde 85’i yalnızca spor ve magazin sayfalarıyla ilgileniyor…”görüşünü aktardı.
Kamuoyuyla paylaşılan geniş kapsamlı araştırmada çarpıcı veriler bulunuyor.
Dünya Kültürü Puan Endeksi'ne göre, dünyada en çok kitap okunan ülke Japonya olurken onu sırasıyla Almanya, Fransa ve Çin takip ediyor.Endeks, vatandaşların haftada okumaya harcadığı ortalama zamanı esas alıyor. Yalnızca basılı kitapların; roman, hikâye, şiir ve bilimsel içerikli kitapların puanlama kapsamına alındığı; ders kitabı, spor-moda-magazin gazeteleri-dergileri ve çevrim içi siyasi haber ve dini içerikler gibi okunabilir materyallerin puanlama kapsamına dahil edilmediği endekse göre Türkiye, haftada ortalama 3 dakika kitap okunma süresiyle listenin en son sıralarında yer alıyor.
Londra merkezli Dünya Kültürü Puan Endeksi Enstitüsü yanı sıra Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporuna göre de Türkiye okuma alışkanlığında dünyanın en geri ülkelerinde yer alıyor. Türkiye Libya, Tanzanya, Yemen, Afganistan, Pakistan, Gana, Togo ve Gine gibi ülkelerin bulunduğu klasmanda yani 173 ülke arasında 113’üncü sırada yer alıyor.
Bir yılda, ders kitapları hariç Amerika’da 72.000, Almanya’da 65.000, Brezilya’da 13.000, Türkiye’de ise 6.031 kitap yayımlanıyor. AB ülkelerinde yıllık kitap harcaması 600 dolarken Türkiye’de 2 dolar. Almanya'da 11 bin 332, Fransa'da 4 bin 8, İspanya'da 5 bin 209, Türkiye'de ise 1433 kütüphane var ama 1433 kütüphanenin önemli bir kısmı kapalı olduğu gibi yalnızca 400’ü AB kütüphane standardını taşıyor. İngiltere'deki ortalama bir gazetenin trajı Türkiye'deki bütün gazetelerin tirajından daha fazla. Türkiye’deki gazete okurlarının yüzde 85’i yalnızca spor ve magazin sayfalarıyla ilgileniyor.
-SİYASET, SPOR VE SANAT CAMİASI CEHALETTEN BESLENİYOR!
Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi- DESAM Başkanı Gürkan Avcı, verilerle ilgili yaptığı analiz ve değerlendirmesinde; “Gençlerimiz ve çocuklarımızda ders kitabından başka kitap okumuyor, hatta ders kitabı bile okumuyor. Halkımız cep telefonuyla ilgilenmeyi, bilgisayarda sörf yapmayı ve televizyon seyretmeyi, birkaç şarkıcının özel hayatını, dedikodularını öğrenmeyi o kadar önemsiyor ki, değil kitap okumayı, cep telefonundan önemli makale ve haberleri de okumuyor, bilgisayarından bilimsel gelişmeleri takip etmiyor, ciddi televizyon programlarını bile izlemiyor. Siyasetçilerin goy goylarını, futbolcuların künyesini, artislerin sevgililerini ezbere bilen ama gazeteleri, kitapları ‘yalan makinesi’ diye yaftalayan halkımız var. Gazetelerle soba tutuşturan, sofra bezi ve külah yapan halkımız var. Türkiye’nin kitap okumamasının en önemli nedeni ailede kitap okuma geleneğinin olmaması ve topluma rol model olarak sunulan siyasetçi, sanatçı, futbolcu tayfasının kahir ekseriyetinin cahil cühela, kaba ve kitap düşmanı insanlardan oluşmasıdır…” dedi.
-TÜRKİYE KİTAP OKUMADIĞI İÇİN YOKSULLUK, HAKSIZLIK, YOKSUNLUKLAR ÜLKESİ!
DESAM Başkanı Gürkan Avcı şunları kaydetti, “Türkiye kitap ve gazete okumuyor ama her konuda bilgisi ve fikirleri var. Bilen insan iki türlüdür; birisi bilir ve bildiğini de bilir, ötekisi bilmez ama bilmediğini de bilir. Ama halkımız maalesef bilmiyor ama bilmediğini de bilmiyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Türkiye’nin siyaset esnafını da çoğunlukla bu tür kişiler oluşturuyor. Türk siyasetinde cehaletin ve cahillerin örgütlülüğü söz konusu. Türk siyasetini örgütlü bir cahil-vahşi kitle domine ediyor. İşte bunun için ülkemiz yıllardır yangın yeri gibi. Okumadığımız için cahiliz. Okumadığımız için hakkımızı bilmiyoruz ve arayamıyoruz. Okumadığımız için fakir bir toplumuz. Okumadığımız için iyi yöneticileri, kaliteli politikacıları seçemiyoruz. Okumadığımız için yaşanan haksızlıkları, yoksullukları, yolsuzlukları, fukaralığı, habis politikacıların bizim için yazdığı kötü kaderi, kaderimiz sanıyoruz…” diye konuştu.
-ANNE BABALAR, KİMSEDEN ÇÖZÜM BEKLEMEYİN, ÇOCUKLARINIZA SAHİP ÇIKIN!
500 bin kahvehanenin (okey salonu) 320 bin cafenin (zaman öldürme mekanları) bulunduğu Türkiye'de, kitap sevgisini en çok cep telefonu müptelalığı, televizyon ve internet alışkanlığının engellediğini kaydeden DESAM Başkanı Gürkan Avcı, “Sevgili anne babalar. Ne eğitim sisteminden ne de diğer devlet kurumlarından bu büyük tehlikeye karşı önlem ve çözüm beklemeyin boşuna. İş başa düşmüştür. Kendi göbeğinizi kendiniz kesmeniz gerekiyor. Çocuklarınızı cep telefonlarının, internetin, televizyonlardaki saçma sapan dizilerin, insanlık düşmanı yarışma programlarının ve siyasetçilerin hamaset ve istismarlarının zararlarından siz anne babaların koruması gerekiyor. Çocuklarınız ve dahi sizler büyük bir negatif kültür bombardımanı altında bulunuyorsunuz ve onları korumanız sahip çıkmanız gerekiyor. Eğer çocuklarınız evde anne ve babasını kitap, gazete okurken görürse çocuklarınızın hayatına kitap ya da gazete kolaylıkla girebiliyor. Evin köşesinde kitaplığın olması, çocuğun da isterse kendi kitaplarını bu kitaplığa koyması, hatta kendi kitaplığının olması, çocukta kitap okuma alışkanlığını sağlamakta büyük önem taşıyor. Çocuklarınıza bebeklik çağından itibaren kitap okuyun, önemli günlerde çocuklarınıza kitap hediye edin, okuduğu ve sizinle paylaştığı her kitap için onu ödüllendirin. Ve en önemlisi doğru ve kaliteli kitapları okumasını sağlayın. Çocuğunuzun gelişim seviyesine uygun olmayan kitapların okutulması ona yarar sağlamak yerine zarar verir. Algı ve ilgi seviyesinin altında kitaplar okuması da çocuğu kitap okuma sevgisinden uzaklaştıracaktır…" dedi.