Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde hizmete sunulan Ahmet Yeşil Sanat Galerisi’nin büyük kazanç olduğunu söyleyen Öğretmen Ressam Bengisu Muazzez Kurtuluş, kentin değişik bölgelerinde sayılarının çoğaltılması gerektiğini ifade etti.
Mersin’in sanat ortamının nüfus artışı ve kentin gelişimiyle orantılı büyümediği savunuluyor.
Geçmişte İçel Sanat Kulübü’nün kullanımındaki mekânların daralması, Altamira gibi özel galerilerin kapanması sanatçıların eserlerini sergile olanağını zayıflatırken, yeni salonların açılması da, ilgili kurumlarca teşvik edilmiyor.
Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde hizmete sunulan Ahmet Yeşil Sanat Galerisi’nin büyük kazanç olduğunu söyleyen Öğretmen Ressam Bengisu Muazzez Kurtuluş, kentin değişik bölgelerinde sayılarının çoğaltılması gerektiğini ifade etti.
Sanatın nefes almak kadar gerekli olduğunu vurgulayan Kurtuluş,” Öncelikle sanatın hobi alanı olduğu fikrinden uzaklaşılması gerekir. Maalesef günümüzde sanatın olması gerektiği yerde konumlandığını söyleyemeyiz. İlk başata kentte sanatçının eserlerini sergileyeceği mekânlar yeterli değil. İstanbul, Ankara ve yurtdışına ulaşmaksa çok zor! Bu nedenle Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde hizmet veren Ahmet Yeşil Sanat Galerisi büyük kazanç, kentin değişik bölgelerinde sayıları artırılmalıdır. Yeni alan ve imkânların yaratılmasının beklentisi içerisindeyiz.”dedi.
Yaptığı değerlendirmede resim öğretmeni olarak çocuklarda gördüğü yeteneğin köreltildiğini gözlemlediğini belirten Kurtuluş,” Çocuklar daha küçük yaşata yaptıkları resimle hayatı algılayıp öğrendiklerini pekiştirirler.
Ancak aldığımız eğitimle maalesef sanatı çocukların yaşamından çıkarıp sonra da yetenekmiş gibi algılıyoruz. Aslında herkesin sanatla bağ kurması gerekiyor. Hayatımızdaki bütün pratikler sanattan geçer. Özünde her çocuk yetenekli doğar, kendince çizimler yapar. Maalesef dağa sonraki belirli tanıma ve eğitim çocuğun bu alandan uzaklaşmasına neden olur. Sanatı ayrı bir alan gibi düşünmek yerine bütün ebeveynler hayati bir alan olduğunu özümseyip mutlaka devam ettirmeleri gerekir. Ancak velilerimiz sınav sistemi ve akademik kaygılardan dolayı çocukları sanattan koparıyor. Sonuçta yarış atı gibi mekanik hayattan kopuk ve bütün potansiyelini sınav kazanma üzerine kurgulanmış çocuklar ortaya çıkıyor. Çocuklar istedikleri alanı kazanmış olsa bile içlerinde mutsuz oluyorlar. Veliler önce çocuğun ruhunu doyurmalıdır. Zaten ruhu doymuş bir çocuk başarılı olacaktır…”görüşleri dile getirdi.