Barut, "Köy kahvesinde çay 5 lira, bahçede limonun kilosu 50 kuruş. Üretici 10 kilo limon satarsa ancak bir bardak çay içebiliyor. Bu AKP’nin eseridir. Eserinizle övünün..."
- Barut, Meclis kürsüsünden pamuk ve limonu gösterip sorunlara çözüm istedi...
"Üretici 10 kilo limon satarsa ancak bir bardak çay içebiliyor..."
"Köy kahvesinde çay 5 lira, bahçede limonun kilosu 50 kuruş..."
"Adana görkemli geçmişini mumla arıyor..."
"Maliyet 4 kat artarken pamuk fiyatları geriledi..."
Cumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Meclis kürsüsüne pamuk ve limonla çıkıp Adana'nın, tarımın, özellikle pamuk ve limon üreticilerinin sorunlarına dikkat çekerek çözüm istedi. Tarımda maliyetlerin 4 kat arttığını ancak ürün fiyatlarının açıklanamaz biçimde gerilediğini anlatan Barut, "Köy kahvesinde çay 5 lira, bahçede limonun kilosu 50 kuruş. Üretici 10 kilo limon satarsa ancak bir bardak çay içebiliyor. Bu AKP'nin eseridir. Eserinizle övünün..." dedi.
"AKP ADANA'YI GERİ BIRAKTI..."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda CHP Grubu adına gündem dışı söz alan Ayhan Barut, Adana'nın sorunları ile tarımın, özellikle narenciye, limon ve pamuk üreticilerinin taleplerine ilişkin çağrı yaptı. Meclis kürsüsüne pamuk ve limon çıkaran Ayhan Barut, "Size geçmişini mumla arayan bir kent olan Adana'dan, AKP iktidarında perişan edilen bir kentten bahsetmek istiyorum. Bir zamanlar herkes bu kentte yaşamak için can atardı çünkü bolluğun ve bereketin simgesiydi Adana. Geçmişte tarımın, sanayinin, edebiyatın, sanatın ve ekonominin hem öncüsüydü hem de başkentiydi ancak ne yazık ki Adana kamu yatırımlarından yeterli payı alamadığı için, özellikle de yirmi bir yıldır ülkemizi yönetenlerin yanlış politikaları nedeniyle ülkemizi olduğu gibi Adana'mızı da geri bıraktı..." diye konuştu.
"SORUNLAR SAY SAY BİTMEZ..."
AKP'nin yanlış politikaları sonucu Adana'nın işsizliğin ve yoksulluğun başkenti hâline geldiğini bildiren Ayhan Barut, sözlerine şöyle devam etti; "Kentimizde Çukobirlik'ten TEKEL'e, Sümerbank'tan Aksantaş'a kadar 55'in üzerinde fabrika kapandı, ne var ne yok satıldı. Şimdi de yılda 6 milyonun üzerinde yolcunun ve bizim güvenle seyahat yaptığımız, dünyanın en güvenli havalimanlarından biri olan Adana Şakirpaşa Havalimanı kapatılmak isteniyor. Yakında 6 Şubat depremini yaşadık, 6 Şubat depreminde Adana Havalimanı ana üs olarak kullanıldı ve ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Ayrıca, Karayolları Bölge Müdürlüğü, Devlet Demiryolları atölye şefliği, TRT gibi kurumlar komşu illere kaydırıldı. Defalarca söz verilmesine rağmen metronun 2'nci etabı yapılmadı, biten metromuzun borçları da söz verilmesine rağmen Ulaştırma Bakanlığına devredilmedi. 2007'de Bakanlar Kurulu kararıyla Ceyhan ilçemizde kurulması planlanan enerji ihtisas endüstri bölgesi yıllar geçti hâlen kurulmuyor. 2013 yılında yıkılan Yüreğir Karşıyaka Devlet Hastanesi hâlen bitirilmedi. Adana-Karataş yolu, Mansurlu yolu, Yahyalı yolu ve tünelleri hâlâ bitmedi. Neden diye soruyoruz, kimse cevap vermiyor, cevap veren yok, bilen de yok. Say say bitmez sorunlar ama çare bulunması şart."
"LİMONDA ALARM ZİLLERİ ÇALIYOR..."
Tarımın ve üreticilerin sorunlarına değinerek yaşanan sıkıntıları detaylarıyla paylaşan Ayhan Barut, "Çiftçilerimiz son yıllarda âdeta kan ağlıyor. Türkiye'de 6 milyon ton civarında narenciye üretimi yapılıyor; bunun 2 milyon tonu limon üretimi olarak gerçekleşiyor. Narenciyenin tüm ürünleri sıkıntılı. Aslında tüm tarım ürünleri buğdaydan mısıra, pamuktan ayçiçeğine, narenciyeye kadar sıkıntılı ama bu dönem Adana'nın simgesi olan turuncu, beyaz olan narenciye ve pamuk çok sıkıntılı, limon üreticisi perişan oldu. Limonun dalındaki, bahçedeki maliyeti kiloda 3 lira ile 4 lira arasında ama şu anda bu limon dalında kalma tehlikesiyle karşı karşıya çünkü şu anda bahçeden limonu alan yok." şeklinde konuştu.
"ALLAH'TAN REVA MI?"
Bahçede limonun kilosunun 50 kuruşa kadar düştüğünü ancak marketlerde 20 liraya satıldığını ifade eden Ayhan Barut, pamuktaki problemlere de işaret ederek şunları kaydetti; "Bir limon üreticisinin köyünde, köy kahvesinde elimdeki şu çayın fiyatı 5 lira, şu limonun dalında kilo fiyatı 50 kuruş. Bu çayı içmesi için 10 kilogram limon satması gerekiyor. Bu Allah'tan reva mı? Çiftçiye verdiğiniz değer bu mu değerli arkadaşlar? Dalında 50 kuruşa satılmayan limon markette ise 20 liraya kadar alıcı buluyor. Soru şu, Aradaki fark nereye gidiyor, kimlerin cebine gidiyor? Hâl böyle olunca üreten kazanmıyor, tüketen de çok pahalıya tüketmiş oluyor. Çözüm ise tıpkı yağlı tohumlarda olduğu gibi limonda da bir teşvik primi verilmesi. Üreticiye direkt kiloda 3 lira teşvik primi verilmesi gerekiyor. Dünyadaki en ucuz pamuk Türkiye'de ve şu anda pamuktan elde edilen kumaşın metresi 50 liradan 500 liraya çıktı ama pamuğun fiyatı bu sene yerinde sayıyor hatta daha geriye gitti. Maliyeti 22-23 lira olan pamuğun 30 liraya satılması gerekirken maalesef piyasada 16-17 liraya satılıyor. Ürün girdileri 4 kat arttı, mazot 7 liradan 40 liraya çıktı, pamuk fiyatı maalesef yerinde sayıyor. Bir an önce çiftçilerimizin feryadını duyun, çiftçilerimizin sorunlarını çözün."