Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Ceza Hukuku ve Kişisel Verilerin Korunması Hukukuna ilişkin hükümlerle birlikte Emeklilerin Bayram İkramiyesini de düzenleyen 42 maddelik 8. Yargı paketi iki gün süren görüşmelerin ardından komisyondan geçti.
-8. Yargı Paketi Adalet Komisyonu’ndan Geçti...
-“Torba Yasa Yapma Tekniği Anayasaya Aykırıdır ve Vazgeçilmelidir...”
-“10 kaşık zehire 1 kaşık bal koyuyorlar...”
TBMM Adalet Komisyonu’nun CHP’li üyesi Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “8. Yargı paketi yine birçok farklı alanda düzenlemeler yapan bir torba ile komisyona getirildi. Bu kanun tekniği nitelikli yasa yapmanın önüne engel ve Anayasa’ya açıkça aykırıdır. Bu teknikle ayrıca iktidar yasama kurnazlığına kaçarak 10 kaşık zehire 1 kaşık bal koymakta ve bunu yutmamızı istemektedir. Getirilen bu teklif Anayasa’ya aykırılığı dahi incelenmeden önümüze sunulmuş bir tekliftir. Öncelikle bu teklifin Anayasa'ya aykırılığını ortaya koymak ve bu yöntemden bir an önce vazgeçmek gerekirdi. Yapılmadı. Hukuk güvenliği bunu gerektirir. Çünkü, üzerine yemin ettiğimiz Anayasa'mızın 7'nci maddesi, bize yasama yetkisinin Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinde olduğunu ve bu yetkiyi devredemeyeceğimizi çok açık ifadelerle emrediyor.” dedi.
“Teklifte birçok alanda uzmanlık gerektiren maddeler var ama işin uzmanları dinlenmiyor.”
Teklifin kapsamlı bir teklif olduğunu ve birçok alanda yapılan düzenlemelerin uzmanlık gerektiren konular olduğunu dile getiren Uzun, ”Teklifte birçok alanda düzenleme var ve bu alanların her biri kendi açısından başka başka alanların uzmanlık konularını irdeliyor. Ama konunun uzmanlarının katkı sunmasına maalesef komisyonda olanak verilmiyor...” İfadelerini kullandı.
“Türkiye her anlamda olduğu gibi ekonomik anlamda da doğru yönetilmiyor, teklifte cezaların 5 kat artıyor olması bunun ikrarı...”
Türkiye’nin doğru yönetilmediğini ifade eden Uzun, ”Ülkemizin doğru yönetilmediği bu teklifle getirilen bazı maddesel düzenlemelerle daha da gün yüzüne çıkmıştır. Eğer 2005 yılında kanunlarımıza konulmuş olan Türk lirası cinsinden paralar bugün artırılmak zorunda kalınıyor ve bunun gerekçesine "Ülkede yaşanan ekonomik gerçekler ve paranın alım gücündeki eksilmeler nedeniyle rakamların artırılması gerektiği" gibi bir gerekçe konulmak durumunda kalınıyor ise o takdirde, bu ülkede ekonominin doğru yönetilmediğinin açıkça ikrarı var demektir.
Ekonomik olarak iyi yönetilmiyoruz, Biz bu ülkede dünya ekonomi tarihinde hiç kabul görmeyen "Faiz neden, enflasyon sonuçtur." gibi iktisatçılar tarafından bile reddedilen, bizzat AKP bakanı tarafından irrasyonel, akıl dışı olduğu ifade edilmek suretiyle terk edilerek "Hatta bundan sonra daha rasyonel, akılcıl çözümlerle ilerleyeceğiz." denmek durumunda kalınan bir durum yaşadık. İşte, iki gündür komisyonumuzun gündeminde, yasamızda değişikliğe gidilmesine sebep olan, para cezalarının çevrilmesinde esas alınan günlük rakamın 20 Türk lirasından 100 Türk lirasına, 100 Türk liralık kısmının da 500 Türk lirasına çıkarılmasına sebep olan olgunun altında yatan temel gerçek, ülkenin ekonomik olarak doğru yönetilmemiş olmasıdır.” İfadelerini kullandı.
“Anayasa Mahkemesi, sayısı 70 binin üzerinde bulunan hak ihlali davalarından başını kaldıramıyor...”
Anayasa Mahkemesi’nin on binlerce hak ihlali davası nedeniyle adeta havlu attığını belirten Uzun: “Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz günlerde vermiş olduğu bir pilot kararla, önünde bulunan hak ihlali dosyalarının sayısını da zikretmek suretiyle âdeta havlu attı ve dedi ki: "Benim bu dosyalara bakma ihtimalim artık kalmadı! Ben eğer bu dosyalara bakmak durumunda kalır isem başkaca hiçbir şey yapamam. Bunu sürdürmem hiç mümkün değildir.
“Bataklığı kurutmalıyız...”
Düzenleme yapmaya çalışıyoruz fakat unutulan bir gerçek var. Biz hak ihlali nedeniyle oluşan dosyalarımızın çokluğunun çarelerini aramak yerine hukuk devletinde ve ülkemizde hak ihlali oluşturmadan yargılamalar yapabilmenin çarelerini de üretmek zorundayız. Asli görevimiz bataklığı kurutmak olmalı; sivrisinekle mücadele şeklindeki çalışmalar bizi sonuçsuz, etkisiz ve bir süre sonra tıkanmalara mecbur bırakır; o nedenle, bugün birçok alanda haklı olarak eleştirilere sebebiyet veren ve en masum olanında bile makul sürede yargılanmamak suretiyle oluşturulmuş hak ihlallerinin doğduğu bir ülke ve yargı sistemimizin önüne geçmek durumundayız.” dedi.
“Anayasa Mahkemesi’nin kararına göre düzenleme yapıyoruz deniliyor ama yine aynı düzenleme önümüze getiriliyor...”
Teklifteki bir çok maddenin Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarına dayandırıldığını kaydeden Uzun : “Teklifin birçok maddesi Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarına dayandırılarak düzenlemek isteniyor fakat Anayasa Mahkemesinin kararları doğru yorumlanmayarak kararların özüne dönük bir düzenleme yapılmadığı gibi yeni mağduriyetler doğuracak nitelikte önümüze getiriliyor.
“Teklifte teknik uzmanlık gereken birçok madde var. Daha sağlıklı bir çalışma yapmak için alt komisyon kurulması gerekirdi ama kabul edilmedi.”
Teklifin kapsamında kişisel verilerin korunması hakkında düzenlemeler ve afet bölgelerinde sanayi alanlarındaki iş yerleriyle ilgili düzenlemeler var. 'Burada teknik birçok değerlendirmeye ihtiyaç var. O nedenle bununla ilgili de bir alt komisyon çalışması hepimiz açısından aydınlatıcı ve hepimize yaptığımız işin arkasında durma noktasında güç verir...' dedik kabul edilmedi.
“Avukatlarımızın Sorunlarına dair hiçbir düzenleme yok, Emeklilerimize ödenecek bayram ikramiyesinin asgari ücret düzeyine çekilmesi teklifimiz ise kabul edilmedi.”dedi
Teklif üzerine Anayasa’ya aykırılık ve birçok maddede önerge verdiklerini, Avukatların sorunlarına ve vatandaşın yargıya erişiminin kolaylatırılmasına dair tek bir çözüm önerisinin dahi dikkate alınmadığını ve 39. Madde ile düzenlenen bayram ikramiyelerinin asgari ücret düzeyine çekilmesine dair verdikleri önergelerin kabul edilmediğini kaydeden Uzun : ”Teklifin içinde emeklilerimize verilecek olan bayram ikramiyelerinin 2 bin TL’den 3 bin TL’ye çıkarılması da var. Bunları söylerken içim acıyor ama bir ülke kendi emeklisine açlık sınırının altında para veriyor ve "Bununla geçinin" diyorsa çok özür diliyorum ama o ülke yaşlısına saygı göstermiyor, emeklisine saygı göstermiyor demektir.
Emeklilerimize resmî rakamlara göre belirlemiş olduğumuz açlık sınırının altındaki bir parayla 'Bununla geçinin demek...' ,'Boğazınızdan kesiniz, biz size bakamıyoruz, siz bu ülke var olsun diye bizi yetiştirdiniz, büyüttünüz buralara gönderdiğiniz ama biz size yetemiyoruz.' demenin ikrarıdır. Benim bu nedenle içim acıyor! Kaldı ki bu düzenlemeyi yaparken bile bu düzenlemenin günlük koşullara uygun hâle getirilmesi konusunda da ne yazık ki doğru adım atmıyoruz. Teklifin bütününü değerlendirdiğimizde, teklifin bir başka maddesinde 20 lira olan ceza 100 liraya çıkarılırken yani 5 kat artırılırken. Bayram ikramiyeleri 2 bin liradan 3 bin liraya çıkarılmak isteniyor. Bu açık bir çelişki, bu açık bir haksızlıktır. Bu rakamın 17 bin liraya çıkarılması için verdiğimiz teklif ise kabul edilmedi..."görüşlerini dile getirdi.