Dere boyundaki ağaç ve bitkilerin hiçbirini insanlar dikmemistir. Doğa kendi haline bırakılırsa insanlık bunca sıkıntıya düşmez...
Toroslar’ın gözlerinin suyunu denize ulaştıran, Mayıstan başlayarak beni denize ulaştırın dercesine durgunlaşan kadim adıyla Efrenk Deresi bu günlerde bozbulanık akarak efeleniyor.
Son olarak 1968 yılında efelenmiş önüne ne gelirse sürükleyip denize taşımıştı.
Doktor Viktor Venüs’ün evini de yıkmıştı. O günlerde Mersin batıya doğru bunca genişlemişti, bahçe evlerinde oturan arkadaşlarımız okula gelememisti.
Askeriye şimdiki İsmet İnönü Bulvarı üzerine seyyar köprü kurunca derslerine devam etmişti.
İşin ihmal ve garip tarafı yöneticiler yıkılan tarihi köprünün yerine estetikten yoksun çirkin beton yığınını kondurdular...
Gönül isteriki teknolojinin geliştiği süreçte göz tırmalayan sözde köprü olan çirkinliğe son verilmesidir... Müftü Deresi dirim yatağı, adeta yaşam fışkırıyor. Dikkatlice baktığınızda yeni ağaçlarla gülüyor. Dere boyundaki ağaç ve bitkilerin hiçbirini insanlar dikmemistir. Doğa kendi haline bırakılırsa insanlık bunca sıkıntıya düşmez...