Belediyeler SİT yapıların duvarlarına ”Sit kapsamındadır, girilmesi tehlikeli ve yasaktır…” tabelaları çakmakla yetiniyorlar.
Kaynakları büyük ölçüde betona harcayan belediyeler, kentin tarihi ve kültürel dokusunu ihmal ediyorlar.
Anılan mahallelerde ihmale dayalı duyarsızlık sonucu kullanılmaz hale gelen tarihi yapıların birçoğu yakılıp yıkılarak otoparka dönüştürüldü.
Adliyenin bölgeye taşınması sürecinde umutlanan yapı sahipleri hayal kırıklığına uğradılar.
Avukatlar tarihi binalar yerine büro tercihlerinin bölgede inşa edilen plazalardan yana kullandılar.
Belediyeler SİT yapıların duvarlarına ”Sit kapsamındadır, girilmesi tehlikeli ve yasaktır…” tabelaları çakmakla yetiniyorlar.
Bazı belediyelerin tek tük restore ettirip kulllanıma açtığı yapıların seçim kıriteri de merak konusu.
İlgili mahallelerde kazanç hesabı yapan mülk sahiplerinin hayal kırıklığına uğradıkları gözleniyor.
Restorasyonun külfetinin yanı sıra günün kullanım anlayışının değişmesi eski yapılara yönelimin önüne set çekerken, içinde yaşamın solunmadığı kültürel miraslar gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle günden güne çürüyüp özeliklerini kaybediyorlar.
Belediyelerin kurtarma adına kapsamlı proje geliştirmemeleri, restorasyonun bürokratik aşamasının yanı sıra maliyetlerin yüksekliği mülk sahiplerinin elini kolunu bağlıyor.
Adliyenin taşınmasının üzerinden geçen süreç içerisindeki gelişmelerin beklentilerini karşılamadığı görüşünde birleşen mülk sahipleri,”Adliye inşaatı başladığında yakın çevrede daire ve dükkânların büyük değer kazanacağı söylentileri yayıldı. Haliyle biz mülk sahipleri biraz olsun umutlandık. Hatta kimileri satış ve kira fiyatlarını abartılı şekilde yükselti! Ancak beklenen olmadı, çünkü kokuyu alan para sahipleri kısa sürede modern çok katlı yeni binalar kondurdular. Bakın evlerde satılık tabelası bile yok, herkes umudunu kesmiş durumda. Bunca mülk atıl şekilde çürüyor. Çünkü günün kullanım anlayışı değiştiği için bu evler tercih edilmiyor. Bazı belediyelerin restore ettirip kullanıma açtığı yapıları hangi kıriterlere göre seçiyor anlamıyoruz, bizimkiler SİT değil mi? İnanınız ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız...” diyerek yakınıyorlar.
Olaydan belediyeleri sorumlu tutan görüşlerine başvurduğumuz teknik çevreler ise, yerel yönetimlerin SİT kapsamındaki yapılara yasak tabelası asmaktan öte bir şey yapmadıklarını vurgulayarak, tarihi ve kültürel dokunun kamu eli değmeden kurtarılmasının mümkün olmadığını savunuyorlar.