Mersin Turizminin ihmal edilmişliği… |
|
|
Tarih: 5 Mayıs 2022 Perşembe 09:25 |
Kayıtlı verilere göre Anamur’dan Namrun’a uzanan geniş alanda en ez 150-200 arası arkeolojik kent, kale, ören yerleri, onlarca yayla ve mesire yerleri olmasına karşın bu potansiyel ihmal sonucu gelir kaynağına dönüştürülemiyor. |
Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran derken bir yaz mevsimi daha kapıya dayandı; yani turizm ve yayla sezonu. Tarihi Kilik’yanın kumuyla, deniziyle doğal yapıdan, asırlar öncesinin yaşanmışlık kalıntılarıyla arkeolojik yönden güzel ve zengin olan Mersin coğrafyası yıllardır gerçek anlamda tanıtılarak turizme açılmayı bekliyor. Kayıtlı verilere göre Anamur’dan Namrun’a uzanan geniş alanda en ez 150-200 arası arkeolojik kent, kale, ören yerleri, onlarca yayla ve mesire yerleri olmasına karşın bu potansiyel ihmal sonucu gelir kaynağına dönüştürülemiyor. Bırakın dışarından gelecekleri, Mersin’in yerleşik nüfusunun neredeyse tümü ilgili güzelliklerden haberdar değil. Kıyı şeridindeki Kızkalesi ve çevresindeki göz önündeki kalıntılar, Uzuncaburç harabeleri, Cennet Cehennem, Kanlı Divane, Alahan Manastırı; Tarsus tarafında Kleopatra Kapısı, Roma Yolu, Eshab-Kehf gibi yerler bölge insanına tanıdık gelirken, Kuş uçmaz, kervan geçmez Dağlık Kilikya’nın geri kalanındaki asırlar öncesinin izlerini taşıyan değerler her gün biraz daha eksilerek yalnızlıklarını dinliyorlar. Gerek tanıtım eksikliği, gerek ekonomik koşullar, gerekse ilgili makamların organizasyon ihmali sonucu Mersinliler’inde gidip görmediği yerler dışarından gelenlere nasıl tanıtılabilir ki? Bilindiği üzere çeşitli müdahalelerle tarımında oluşturulan tıkanıklık ülke ekonomisini darboğaza sokmuştur, yılların ihmali sonucu denizden gerektiği ölçüde yararlanılamıyor. Geriye turizm ekseninde şekillenecek hizmet sektörü kalıyor. Özetle, Mersin’inin sahip olduğu doğal ve tarihi zenginliklerin tanıtılıp kaynağa dönüştürülmesiyle bölge ekonomisi toparlanırken, çok sayıda insana da iş alanları yaratacaktı. İlgili alanların tanıtımına dönük İçel Sanat Kulübü’nün hafta sonları düzenlediği çevre ve kültür gezileri dışında dikkate değer organizasyon yoktur. Turizm Müdürlüğü ve Belediyeler hazırlanacak projeler kapsamında öncelikle bölge yaşayanları tarihi ve doğal güzelliklerle buluşturulmalıdır. Bu sayede dışarıdan gelecek olan turistlerin yürüyeceğin yolların taşı döşenmiş olacaktır. Yeri gelmişken daha önce yatığımız haberlerden bazı kesitleri de paylaşalım. Erdemli Dağlı Kale, denize 900 metre yüksekten bakan tarihi kalıt kim bilir hangi yaşanmışlıklara tanıklık etmiştir... Mersin’in Ayasofya’sı olarak anılan ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer bulan “Alahan Manastırı” Dağlık Kilikya, yerleşim yerleri, kaya mezarları, kaleler vb. kalırlarla bezelidir... Her ne kadar göz önünde olduğu için Kızkalesi öne çıksa da, eşsiz eserlerden birisi de Erdemli sınırları içerisinde ki Hisar Kaledir. Kayalık arazide bir tepe üzerinde poligonal taş tekniğiyle inşa edilmiş olan kale hakim tepede konumlanmaktadır... Bölge arkeolojistlerin Olba territoium adını verdikler bölgenin doğusunda konumlanmıştır. Mersin-Antalya karayolundan kuzeyinde olup Mersin’e 56, Erdemli’ye ise 20 kilometre uzaklıktadır... Bu ve benzeri kaleler, kontrol ve haberleşme amaçlı projelendirilmişlerdir... Sonuç olarak, bölge yaşayanlarının huzurunun sağlanıp gönenç düzeyinin yükseltilmesi için Mersin turizminin ihmal edilmişliğine son verilmelidir. |
|
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM mersinmozaik.com © Copyright 2023-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. URA MEDYA |