CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Bekir Başevirgen, Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde sokak köpeklerinin iki çocuğa saldırması ve ısırılan çocuklardan birine kuduz teşhisi konması, diğer çocuğun da müşahede altına alınması konusunda açıklamalarda bulundu. Kuduz teşhisi konulan çocuğun durumunun ciddiyetini koruduğunu belirten Başevirgen, gelişmiş ülkelerde yıllardır rastlanmayan kuduz hastalığının “Yüzyılın Türkiye’sinde” hala yaşanmasının ve ölümcül vakalarımızın olmasının utanç verici olduğunu söyledi.

“Riskli ülkeler içindeyiz...”

Başevirgen yaptığı açıklamada, “Kuduz nedeniyle dünyadaki en yüksek ölüm oranı Afrika ve Hindistan'da olurken Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) “2030’a Kadar Sıfır Kuduz” hedefi kapsamında vahşi doğaya aşılı gıdalar atılıyor. Özellikle tilki ve kurt gibi vahşi hayvanlar bu yolla aşılanıyor ve hastalığı yaymaları engelleniyor. Riskli ülkeler içerisinde yer aldığımızdan, ülkemizde de Tarım ve Orman Bakanlığı marifetiyle Avrupa Birliği destekli 13 milyon 750 bin Euro fon tahsis edilen bir proje uygulanıyor...“ dedi.

“Doğu ve Güneydoğu illerimizde neden havadan aşılama yapılmıyor?”

Bu proje kapsamında; Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Manisa, Aydın, Denizli, Burdur, Muğla, Isparta, Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak, Ankara, Aksaray, Yozgat, Kırşehir, Kırıkkale, Çankırı, Çorum, Tokat, Sivas, Nevşehir, Kayseri, Samsun, Konya, Amasya, Bursa, Mersin, Karaman, Niğde ve Antalya olmak üzere toplam 31 ildeki kırsal alanlara havadan kuduz aşılı yemler atıldığının yetkililerce ifade edildiğini söyleyen Başevirgen, “Fakat kuduz vakalarına sıkça rastlanan Bitlis, Şanlıurfa, Diyarbakır gibi doğu ve güneydoğu illerimizde havadan aşılama çalışması yapılmaması çok ilginç. Acaba AB’den gelen para mı yetmedi yoksa bu bölgelerde uçuş yasağı mı var?" diye sordu.

“Her şeye para akıtan iktidar tüm kırsal alanların aşılanması için gereken ilave 15-20 milyon Euro ödeneği bulamıyor mu?”

Anılan bölgelerde aşılama yapılmaması ile ilgili bakanlığın gerekçelerinin ne olduğunu soran Başevirgen,  “Bu çocukların ve kuduz hastalığı bulaşma riski taşıyan birçok vatandaşımızın günahı ne? Her şeye para akıtan iktidar tüm kırsal alanların aşılanması için gereken ilave 15-20 milyon Euro ödeneği bulamıyor mu?” diye sordu.

“Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) ülkemizle ilgili uyarı yayınladı, bu ayıp bize yeter...”

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC)’in  internet sitesinde, ülkemize seyahat etmeyi düşünen vatandaşlarına bir uyarı yaptığını ifade eden Başevirgen, “Uyarıda şu ifadeler kullanılmış; ‘Türkiye'de kuduz köpeklere çok sık rastlanıyor. Türkiye'deyken bir köpek veya başka bir memeli tarafından ısırılır veya tırmalanırsanız, kuduz tedavisi sınırlı olabilir veya hiç olmayabilir. Faaliyetleriniz köpeklerin veya vahşi yaşamın etrafında olacağı anlamına geliyorsa, seyahatinizden önce kuduz aşısını düşünün.’

“Yaşanan vakalar, uyarıda yer alan kuduz virüsüne rastlandığı tespitlerini doğrular nitelikte...”

Yayınlanan uyarı metninde yer alan ‘Türkiye’de kuduz tedavisi sınırlı olabilir veya hiç olmayabilir’ ifadesinin kesinlikle doğru olmadığını söyleyen Bekir Başevirgen,  “Bu iktidara rağmen sağlık sektörümüz özellikle de doktorlarımız hala dünyanın en iyilerinden. Fakat son günlerde yaşanan vakalar, uyarıda yer alan kuduz vakaların varlığı ve vahşi yaşamda kuduz virüsüne rastlanıldığı tespitlerini doğrular nitelikte. Bu nedenle hem Dışişleri hem de Tarım ve Orman Bakanlığı ülkemizin daha fazla aşağılanmasını engellemeli. Bu bağlamda halkı bilgilendirici kamu spotları yapılmalı ve zaman kaybetmeden kuduz aşılaması ülkenin tamamına yayılmalıdır...” diye konuştu.