Çevreciler Nükleer Santral Karşıtlığını sürdürüyor… |
|
|
Tarih: 12 Kasım 2022 Cumartesi 15:04 |
Çevreciler,"Halkın, Meslek Odaları’nın ve Ekoloji Örgütlerinin yıllardır öne sürdükleri gerekçeleri ve talepleri dikkate alınmadan inşaatına devam edilen Akkuyu Santrali, iktidarın siyasi bir şovu olarak 2023’te bir reaktörün açılışına yetiştirilmeye çalışılmaktadır. Bu yetiştirme telaşesinin de etkisiyle ve özensiz çalışmayla temel inşaatında çatlaklar meydana gelmiş, santralin inşasındaki iş güvenlik önlemlerinin göz ardı edilmesi nedeniyle işçi ölümleri meydana gelmiştir. Rus şirket, çözümü yerli inşaat şirketini devre dışı bırakmakta bulmuştur..." |
Büyükeceli’de yapımı tartışmalı şekilde süren Akkuyu Nükleer Santrali baştan beri karşı çıkan çevreciler bugün yaptıkları basın açıklamasıyla inşaatın durdurulup projenin iptal edilmesini istediler. Atatürk Parkı Balıkçı Barınağı yanında toplanan çevreciler kararlılıklarını vurgulayarak yaptıkları açıklamada şu görüşleri dile getirdiler: Türkiye’nin nükleer enerjiye sahip olma tutkusu 1950’lere, santral yapım projeleri 1970’lere kadar geri götürülebilir. Günümüzde ise mevcut iktidar, tamamen bu tutkunun esiri olarak ve daha Türkiye’nin nükleerden üretilecek elektrik enerjisine ihtiyacı olup olmadığını bile sorgulamadan, bir stratejik yol haritası yapmadan, nükleer enerji sektörünü düzenleyecek kurumsal yapıyı ve mevzuatı yeterince oluşturmadan Rusya Federasyonu ile Akkuyu nükleer enerji santrali projesine girişmiştir. Üstelik ticari bir anlaşma olmasına karşın, nükleer enerji santrali sözleşmesi TBMM’de onaylatılmış, bu şekilde uluslararası bir sözleşme vasfı kazanarak, dokunulmazlık kazanmasına gayret edilmiştir. AKP hükümeti tarafından nükleer enerji santrali kurulumuna başlarken yukarıda belirtilen politika uygulanmamış olsaydı bile Türkiye’nin ne bugün ne de ileride nükleer enerji santraline ihtiyacı yoktur. Aşağıda sıraladığımız gerekçeler nükleer enerji inadından bir an önce vazgeçmek için fazlasıyla yeterlidir:
Halkın, Meslek Odaları’nın ve Ekoloji Örgütlerinin yıllardır öne sürdükleri gerekçeleri ve talepleri dikkate alınmadan inşaatına devam edilen Akkuyu Santrali, iktidarın siyasi bir şovu olarak 2023’te bir reaktörün açılışına yetiştirilmeye çalışılmaktadır. Bu yetiştirme telaşesinin de etkisiyle ve özensiz çalışmayla temel inşaatında çatlaklar meydana gelmiş, santralin inşasındaki iş güvenlik önlemlerinin göz ardı edilmesi nedeniyle işçi ölümleri meydana gelmiştir. Rus şirket, çözümü yerli inşaat şirketini devre dışı bırakmakta bulmuştur. Nükleer lobileri ve işbirlikçileri olan bazı hükümetler, nükleer enerjiyi “yeşil enerji” olarak pazarlama gayretindeler. Bu tam anlamıyla bir “yeşil boyamadır”.İşletimi sırasında sera gazı salımı yapmaması, nükleeri temiz ve sürdürülebilir enerji olarak nitelendirmeye yetmez. Bunun için doğaya ve insanlara olan etkiler bütüncül bir bakışla ele alınmalı, kaza riski ve radyoaktif atıkların bertarafı mutlaka dikkate alınmalıdır. Çernobil kazası daha hafızalarımızdayken, buna Fukuşima felaketi eklendi ve nükleerde hiçbir riskin alınmaması gerektiği gerçeğini bir defa daha açıkça ortaya koydu. Türkiye’nin ne bugün ne de ileride nükleer enerjiye ihtiyacı yoktur. Bu nedenle Akkuyu nükleer enerji santrali sözleşmesi derhal feshedilmeli ve inşaat durdurulmalıdır, Sinop ve İğneada’da yapılması düşünülen projeler iptal edilmelidir. Doğayla ve yaşamla barışık enerji politikasında ne nükleere ne de fosil yakıta yer vardır. İhtiyacımız olan, doğayla yitirdiğimiz bağı yeniden kurmak, doğal varlıkları acımasızca sömürmekten ve tüm gündelik yaşantımızı kaplayan tüketim çılgınlığından kurtulmaktır. Devamlı tekrar edilen “sürdürülebilirlik” kavramına gerçek anlamını vermek ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyorsak, hemen şimdi radikal bir toplumsal değişime hazır olmalıyız.
|
|
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM mersinmozaik.com © Copyright 2023-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. URA MEDYA |