Türkiye ekonomik, sosyal ve siyasal eksenli zor bir yılı daha geride bıraktı. Kökeni geçmişi dayalı ekonomik kuşatılmışlık korona salgının ardından adeta tavan yaptı.

Şehit haberleri, sözde iş kazaları, kadın cinayetleri vb. yakıcı gelişmeler günlerimizi kararttı…

Tarım ülkesi olarak anılan Türkiye’nin kentlerinde başta ekmek olmak üzere gıda temini kuyrukları dikkat çekerken, işsizlik sıradanlaştı.

Dolardaki kur artışı, tırmanan akaryakıt zamları, iğneden ipliğe her şeyin fiyatına yansıdı.

Aralarında emeklilerin de bulunduğu dar gelirli toplum kesimleri borçlarını yine kapatır oldular.

Bir zamanlar Turgut Özal’ın gündeme getirdiği,”Ortadirek” kavramı tarihe karıştı…

Yoksul, daha yoksul, varsıl daha da varsıllaştı…

Mersin özeline bakarsak, ülke genelinden soyutlanmasa da Sosyaldemokrat başkanların yönetimindeki belediyeler, yol, asfalt, temizlik vb. hizmetlere ek olarak geliştirdikleri eğitim, yurt, çiftçiye tohum ve gübre, barınma, kültürel etkinliklerle örülü projeler, kentten kırsal kesime ulaşarak vatandaşlara biraz olsun cansuyu oldu.

Mersin’in bir sıkıntısı da kent bileşenlerini yok sayarak tepeden dayatılan projeler…

Çevrecilerimizin ısrarla karşı çıktığı Nükleer Santral, taşocakları, tarım alanların yerleşime açılması, Taşucu Limanı, Atatürk Parkı’nın konteynır sahasına katılma girişimi, Çamlıbel Balıkçı Barınağı eksenli Su Sporları Projesi gibi rant odaklı yeni girişimler yaşama geçirilmeye çalışılırken, ne acıdır ki uçsuz bucaksız Dağlık Kilikya tanıtılmayı bekleyedursun, Viranşehir Pompeiopolis, Yumuktepe kazıları, Karboğazı Kayak Merkezi, Kazanlı’dan Tarsus’a uzanan Turizm Bölgesi projeleri bir türlü sonuçlanmayarak yılan hikayesine döndü.

Mersin’in kanayan diğer bir yarası da çöküntü bölgesine dönüşen tarihi kent merkezi ve çevresindeki kültürel miras taşınmazlar…

Mersin Mozaik adına 10 Ekimde gerçekleştirdiğimiz panelle konuya dikkat çeksek de yetkililerce gündeme alınmadı, el atılacak gibi de değil...

Bazı mülk sahipleri ve belediyelerin yaptığı tek tük restorasyon uygulamalarının soruna çözüm getirmeyeceğini ifade eden teknik çevreler, ilgili taşınmazların kamu kaynaklı proje ekseninde ele alınmadıkça kurtulamayacağını dile getiriyorlar.

2023 yılında da sürmesi beklenen bilinen olumsuzlukların tümünü sıralayacak olsak sayfalara sığmaz…

Özetle çok sıkıntılı geçip yaşanan acılarla belleklere kazınan 2022, tarihin raflarına kalkıyor…

Yeni yılın kentimiz, ülkemiz ve insanlığa barış ve mutluluk getirmesini diliyoruz…