Olumsuz gidişatta gönüller karasa da yaşam deva ediyor.

Cumhuriyet kuşağı ürettikleri eserlerle,"Bizde varız..." diyorlar.

“EKİM GEÇİDİ” 29 Ekim saat 17.00 de Bazzar Sergi Duvarı’nda Cumhuriyet Balosuyla başlayacak.

Kendiside Mersinli olan  Prof. Dr. Nurseren Tor, yaptığı açıklamada geçmişin özet kronolojisine değinerek,” Cumhuriyet’in kurulmasıyla Mersin’de Eğitim Tüm toplumsal değişim ve dönüşüm yaşayan toplumlarda olduğu gibi Türkiye’de de, ulus-devlet kurma sürecinde, yeni bir toplum yaratmak ve yaratılan yeni toplumun ihtiyaçlarına ve değerlerine uygun insan yetiştirmek için eğitime ve sanata oldukça fazla değer veridir...”dedi

Tor tarihsel sürece de dikkat çekerek,”1923 yılında yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin liberal ekonomiyi benimsemiş ve buna uygun olarak ekonomiyi destekleyen işe, hayata, üretime dönük bir eğitim anlayışı vurgulandığını  Buna bağlı olarak da “sanat” üstüne düşen rolü üstlenmiş, hem eğitimde araç olmuş hem de kentte bir çok anlamda amaç olmuştur. Günümüze kadar baktığımızda belki de en parlak sürecini 20 yy ’ın başlarında yaşamış. ‘Sanat – Eğitim’ ilişkisi içinde değerlendirdiğimizde hala galeri anlamında bir galeri, çağdaş ve çağdıl sanatı içinde görebileceğimiz bir müzemiz yoktur. Tüm bu nedenlerle kentimizde 20 yıldır süren bir seferberlik gütmekteyiz. Cumhuriyetimizi korumak, toplumumuzu sanatla buluşturmak, kentin kültür-sanat turizmini geliştirmek, yeni sanatçılar yetiştirmek, sanat- sever Mersinlileri ve sanatsal etkinlikleri çoğaltmak amacımız olmuştur. Bu nedenle ‘Ekim Geçidi’ Sergisi, Gülsün Erbil’in projesi olarak ilk açılmaya başladığından beri Mersin’de şahsım küratörlüğünde Mersin Üniversitesi, İçel Sanat Kulübü ortaklığında uluslararası olarak açılmıştır. Yine küratörlüğümde  

Ekim Geçidi’nin ilk sergisi 29 Ekim 2001 yılında çeşitli disiplinlerden 54 sanatçının katılımıyla Galeri X’in İstanbul Galatadaki sergi salonunda yapılmıştı.

Bu sergiler, kendisi de ressam olan Gülsün Erbil’in Cumhuriyete ve Atatürk’e olan tutkusunu, minnet borcunu, Atatürk’ün de çok değer verdiği sanat ve sanatçılarla taçlandırarak göstermek istemesi fikrinden yola çıkmıştı. Kendisi gibi düşünen sanatçıları etrafında toplayan Gülsün Erbil ve arkadaşları, 20 yıldır büyük özverilerle bu sergileri bugünlere getirdi.

Ekim Geçidi sergisine ismini veren, yine kendisi de bir sanatçı ve şair olan Yeşim Ağaoğlu’dur. Bu isim, Cumhuriyet kutlamalarının bir fener alayı, bir şenlik şeklinde olması fikrinden yola çıkarak konulmuştur.

Bu yıl yirmincisi 30 ilde yapılan ve üç binin üzerinde plastik sanatların çeşitli disiplinlerinden gelen sanatçıların (resim, heykel, seramik, enstalasyon, video, performans,vb. ) katılımıyla adeta bir sanat geçidi olacaktır. Cumhuriyetimizin her daim güçlü ve kalıcı olması dileğiyle her ilimizde ‘EKİM GEÇİDİ’ Müzelerinin ilkini Aydın ilinde Burak Erim’in çalışmalarıyla gerçekleştirildi. Mersin için de düşündüğümüz bir ‘EKİM GEÇİDİ’ Müzesi görüşmeleri halihazırda sürmektedir.

‘Gülsün Erbil anlatısı ile’13. yy. da Mevlâna Celaleddin Rumi’ nin ‘Gel, gel ne olursan ol, yine gel.’ çağrısı ile başladığımız bu yolculuk sanatın her disiplininin Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet için üreten özel, özgür ve özgün sanatçıları tema olmaksızın bir araya getiren karma bir sergidir.

Ülkemizin birçok ilinde, çok sayıda sanatçının katılımıyla her geçen yıl büyümektedir.

Kültür ve Sanat; Toplumların seviyesini gösterdiği gibi ülkeler arasında bulunduğu ülkenin çıtasını yükselten en değerli araçlardan biridir. Bu değerleri hayata geçirecek en yaygın, en anlaşılır ve en kalıcı aracılardan biri de sanatçı ve sanatseverdir.

‘Sanatsız kalmış bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ Bu bakış ve hissiyatla kurucu ve proje sahibi Gülsün Erbil liderliğinde, aynı anda 30 il ve belde de, 1500’ü aşkın gönüllü sanatçının oluşumda yer alacağı, sanal ve canlı olmak üzere düzenlenen ‘EKİM GEÇİDİ’ Disiplinler arası karma sergileri ile sanatı kavrıyor, anıyor, anlıyor, çoğaltıyoruz. Uzun bir salgın kapanmasından sonra dışarıya açıldık ancak belli mesafe kuralları çerçevesinde sanat ve kültür ihtiyaçlarımızı karşılamaya devam ediyoruz.” görüşlerini dile getirdi.

Prof.. Dr. Tor, “Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ ve Silah arkadaşlarının, ilmi akılla çalışmaları yürüten yoldaşlarının tek bayrak altında toplanan, yüreği vatan sevdasıyla atan yüce Türk milletinin, sanat ruhuyla ışığı açık tutan sanatçı ve sanatseverlerin yürek birliğine dikkat çekilmişlerdi” dedi.

Geniş çaplı etkinliğe, aralarında çok sayıda ismin bulunduğu sanatçılar online katılımıyla destek veriyorlar.